Geleneksel Türk oku yapımını büyük bir özveri ve çabayla devam ettiren Bekir Büyüksındır, hem ok yapımını gelecek nesillere aktarıyor hem de 34 ülkeye ok ihraç ediyor.

Konya'nın Çumra ilçesi Okçu köyünde dünyaya gelen 41 yaşındaki Büyüksındır, çocukluğundan bu yana ilgi duyduğu okçulukla ilgili çeşitli müzelerdeki sanat eserlerini inceleyerek ve eski kaynakları okuyarak, ok üretimi için özel aletler tasarladı.

Ankara'nın Etimesgut ilçesi Eryaman Mahallesi'ndeki atölyesinde ata yadigarı okçuluğu, hak ettiği noktaya getirebilmek için yoğun mesai harcayan Büyüksındır, kendine özgü ekipmanlarıyla bir savaş sanatı olmasının yanı sıra kültürel miras olarak yüzlerce yıldır sürdürülen birikimlerini usta işi birer oka dönüştürüyor ve gelecek nesillere aktarıyor.

Büyüksındır, "Okçu Bekir" adıyla markalaşan ürünlerini Norveç, Lübnan, Yeni Zelanda, Avustralya ve Kanada'nın da arasında bulunduğu 34 ülkeye ihraç ediyor.

"YAPTIĞIM OKLARI DİZİLERDE KULLANMAYA KIYAMIYORLAR"

Eserlerine rağbet olduğunu, "Diriliş Ertuğrul" ve "Kuruluş: Osman" gibi Türk-İslam tarihini anlatan televizyon dizileri için de özel ok ürettiğini söyleyen Büyüksındır, "Yaptığım okları genelde dizilerde kullanmıyorlar, kıyamıyorlar, duvara asıyorlar. Bu da benim için bir onur vesilesi." dedi.

Anadolu insanının genlerinde yüzyıllardır at sırtında ok atma, çocukluktan beri okla hasbihal etme olduğunu dile getiren Büyüksındır, "İnsanımız, bir vesileyle ok ve yayı gördüğü zaman bir şeyler canlanıyor." ifadelerini kullandı.

Geleneksel Türk Okçuluğu kapsamında sporcu olarak da çeşitli müsabakalara katıldığını, ulusal ve uluslararası birçok müsabakada da derece yaptığını anlatan Büyüksındır, "Beni en çok gururlandıran, yaptığım okları kullanan diğer sporcuların derece yapmış olması. Bu, benim için ayrı bir kıvanç kaynağı." diye konuştu.

"OKÇULUĞUN YAŞI YOK"

Büyüksındır, Geleneksel Türk Okçuluğu'nun, 12 Aralık 2019'da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne girdiğini de hatırlatarak, bu kültürün yeni nesillere aktarılmasının önemini dile getirdi.

Okçuluğun bir sanat olduğunu belirten Büyüksındır, "Yüzyıllar boyunca edinilen bir bilgi birikim var. Bunların bir vesileyle doğru şekilde sonraki nesillere aktarılması gerekiyor. Okçuluğun yaşı yok. Yediden yetmişe herkesin yapabileceği bir spor. Yurt dışından gelen müsabıklar 80'li yaşlarda ok atıyorlar." ifadelerini kullandı.

Değerlerine ve geçmişine sahip çıkmayan milletlerin, yok olmaya mahkum olduğuna dikkati çeken Büyüksındır, "Asırlarca dünyaya adaletle hükmeden atalarımızdan bizlere kalan bu zengin mirasa sahip çıkmak zorundayız. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet'in mirası, günümüzden yaklaşık 550 yıl önce kurulan Okmeydanı'ndaki Okçular Vakfı'nı bizlere tekrar kazandıran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a minnetlerimi sunuyorum." değerlendirmelerinde bulundu.