Son bir aydır gündemin en önemli konusu ne?
Ermeni soykırım…
ABD Başkanı Bay Biden,
Seçim vaatlerinde deklare ettiği gibi,
“SOYKIRIM” kelimsini kullanacak mı? 
Kullanmayacak mı?
Yarım asırdan fazla siyasi hayatında Ermeni soykırımı ile ilgili,
Her tasarının arkasında olan,
Yazan çızen, hazırlayan,
Kongreye, senatoya sunan Bay Biden’den farklı bir tutum beklemek,
Abeste iştigal olur.
Beklentimiz de bu yönde.
Cumhuriyet dönemi boyunca da hep aynı sözde müttefikin,
Tehdidi altında kaldık;
Her 24 Nisan konuşmasında aynı terane,
Acaba başkan ne diyecek?
Diyecek mi?
Demeyecek mi?
Tamamen seçim malzemesi, tamamen
Oradaki bir lobiyi diasporayı memnun etme çabası. 
Gelinen noktada, çıkarlarımızın bu denli çatıştığı bir ortamda,
ABD’nin soykırım kelimesini kullanmasını doğal karşılamak gerekir.
Nasıl karşılamayalım ki!
Bu ABD artık bizim ne NATO’da ne de dünya siyasi arenasında dostumuz değil.
Hatta stratejik düşman haline geldiler.
Bunu Tayyip Erdoğan özelinde bazı dik duruşlara bağlamak ta doğru değil.
Bir müttefik ki akla zarar davranışlar içinde.
Vatanınla milletinle güvenliğinle her konuda,
Karşında dostundan öte düşmanca tavırlar içinde.
Senin çıkarlarına haykırı olsa da,
“Ben Amerika’yım, ne dersem o olur” tavrı içinde.
Suriye’de 60 bin kişilik bir terör ordusu kuruyor, teröristleri silahlandırıyor,
Tankını topunu tüfeğini veriyor.
Hatta maaşını ve de iaşesinin de veriyor.
Bu ordunun kime karşı kurulduğunu anlamak için de kâhin olmaya gerek yok.
Sana da bunu kabul et diyor.
Suriye’de kantonlardan oluşan ve de Akdeniz’e uzanacak,
Bir KÜRT terör koridoru oluşturmaya çalışıyor.
“Bizim için beka ve güvenlik sorunu” diyerek,
Karşı çıkınca da sen bir anda düşman oluyorsun.
Yıllardır ABD denen düşman ülke gizliden, şimdilerde aleni olarak,
Büyük Kürdistan denilen sözde yapının temellerini atmaya çalışıyor.
Irak, Suriye, İran, Türkiye’den oluşan parçaları birleştirip,
Tarih boyunca olmayan bir devleti kurmaya çalışıyor
Bunu bölgede yalnız olan Siyonist, haydut devlet İsrail’in güvenliği için yapıyor.
Sana da “kabul et” diyor.
Yarım asra yakındır karşımıza bir PKK terörü diktiler.
Her türlü desteği verdiler.
Şimdilerde de açılım sürecini başlatın, Özerk Kürt Bölgeleri, eyaletleri kurun diyor.
Bunu da kabul et diyor.
Aynı ABD’nin son yirmi yılda bizim lehimize bir tek olumlu eylemi yok.
CATSA denen kanunla seni hasım ilan ediyor.
Ekonomini hedef alıyor.
Güvenliğini, savunmanı hedef alıyor.
Teröriste verdiği silahı sana vermiyor.
“Savunma silahını benden alacaksını, vermezsem başkasında da alamazsın,
Kendi savunma gücünü oluşturamazsın “gibi çarpık bir planlı hasım bir düşünce yapıları var.
Sözde NATO müttefikisin, bakıyorsun ABD ve NATO’daki batılı saz arkadaşları.
Sana en çok örtülü örtüsüz ambargo uygulayanlar da onlar.
Sebep ne?
Terörle mücadele etmen, PYD denen terörist yapıyı kabul etmemen,
ABD çıkarları yönünde hareket etmemen,
Mavi vatandaki haklarından vazgeçmemen, Rusya ile iyi komşuluk ilişkileri,
Çerçevesinde ilişkiler kurman.
Bunların nesi yanlış?
Yıllarca işine gelmeyen hükümetleri darbelerle değiştireceksin,
FETÖ denen radikal alçak örgütün arkasında duracak, darbe yaptıracaksın,
F-16’larla kutsal mekânımız TBMM’sini bombalatacaksın,
Sonra da kalkıp karşıma müttefik olarak çıkacaksın.
Hadi canım sende!
Biden soykırımı tanıyacakmış!
Her ne kadar ABD’nin ciğerini bilen bir komutan;
“ABD devlettir. Bence tanımayacak. Aynı sözleri tekrar edecek” dese de,
Şu soykırım muhabbeti bence çok sıktı bitsin artık.
Her sene ABD başkanı ne diyecek diye tedirgin olup beklemekten bıktık.
Desin kardeşim.
Desin de Türkiye’de NATO adı altında ki öyle değil,
Çoğu ABD yerleşkesi olan 60 ayrı noktada ki üsleri bizde tek kalemde kapatalım.
Bizi istemeyen ABD’yi biz niye isteyelim ki!
Ülkemizde ki yüzlerce CIA ve Pentagon temsilcilerini evlerine yollayalım.
Pentagon bizi düşman ilan etmiş, ABD Dışişleri Bakanı bize sözde müttefik demiş
Ne derse desin, önemli olan bizim ne dediğimiz.
Geldiğimiz noktada ABD’yi düşman olarak gören bir Türkiye var artık.
Sokaktan 10 kişiyi çevirin HDP radikalleri hariç en az, 9’u aynı şeyi teyit edecektir.