Dördüncü Murad İstanbul’da doğdu. İyi bir tahsil gördü.

Çok kuvvetli bir vücuda sahipti. 200 okkalık gürzleri rahatça kaldirabiliyordu.

En kuvvetli yaylar çeker, çok uzaklara cirit atardı.

Attığı oklar ile kalkanlari bile delebiliyordu.

Çok küçük yaşta padişah oldu.

Bir müddet devlet işlerine bakamadı.

Devrinde 1624 ve 1625 senelerinde Anadolu’ya iki sefer yapıldı.

Celali isyanları bastırıldı.

Çok değerli bir şair olan padişahın, daha çocuk yaşta iken Bağdatı muhasara eden ve padişahtan yardım isteyen sadrazama verdiği manzum cevap çok meşhurdur.

‘’Hafiza Bagdat’a imdad etmeye er yok mu dur..

Bizden istimdad edersin sende asker yok mudur..’’

Genç Osman zamanindakinin bir benzeri olan ayaklanmayı çok büyük bir ustalıkla bastırdı ve tesirsiz hale getirdi.

Çok tesirli bir nutukla asilere bile kendi lehinde tezahürat yaptırdı.

Sonradan da bu entrikaları çevirenleri birer ikişer yakalatıp idam ettirdi.

1633 senesinde tütün yasağı koydu.

1634’de içkiyi yasakladı.

Devlete bağlılığı olmayan herkesi idam ettirdi.

Düzenlediği bir doğu seferinde Bagdatı fethetti ve 1638’de Bagdat Fatihi ünvanını aldı.

İstanbul’da ve devletin her kesiminde bütün kabadayıları temizledi.

Çok geniş bir haber alma teskilatı kurarak, İmparatorluğun her tarafindaki zorbaları ismen tesbit ettirdi ve sefere çıktığında geçtiği yerlerdekileri ismen çağırıp boyunlarini vurdurdu.

Kabe-i Muazzama’yı yeniden bina ettirdi.

Muradı ve Sah Murad mahlasıyla şiirler yazdı.

Aynı zamanda büyük bir bestekardı.

Devlet işlerine tam hakimdi. Her şeyden haberi olurdu. Seferlerinde askerle aynı şartlar içinde bulunur, uykusunu bile atının üzerinde yapardı. Tahta çıktığında devlet hazinesi bomboştu.

Tahtı bıraktığında ise, dopdolu idi. Üstün meziyetleri geniş tarih kitaplarında yeterince anlatılmaktadır.

1640 senesinde hastalandı. Kendisinden ümidini kesti fakat iyi oldu.

Sonra yeniden hasta düştü.

8 Subat 1640’da 28 yaşında iken vefat etti, Allah rahmet eylesin.