1 MAYIS’IN anlamı ne? İşçi Bayramı. Tüm dünyada kutlanıyor. Bazı ülkeler hariç. Bu bayrak işçisi tok olan batıda ve gelişmiş ülkelerde, hakikaten bayram havasında kutlanıyor. Yani tam bir şölen. Şiirler, renkli görüntüler... İşçi temsilcilerinin, işçilerin haklarını, hukuklarını, isteklerini bir şekilde dile getirdiği, mala, eşyaya, insana zarar verilmeyen bir ortam.

Bizde tam tersi

Peki, bizdeki durum ne! 1 Mayıs hükümetler için her zaman problem olmuştur. Çünkü bizim işçimiz tam karnı doymadığı, emeğinin karşılığını tam alamadığı için, mayıslar bayram değil çoğu zaman savaş alanı olmuştur. Sendikalar ne iş yapar bilmiyorum! Ama onlar da birilerinin yaptığı gibi bir şekilde işçiyi sömürüyorlar, kullanıyorlar. İşin bir de örgütsel yönü var. 1 Mayıs gibi işçi bayramlarına destek için yasadışı örgüt mensuplarının sızma hareketi en çok görülendir. Onların amacı işçinin hakkını korumak, destek olmak değildir. Köstek olmaktır. İşçi Bayramı’nda işçinin elinde lobutlar, kazma sapları, kalın sopalar neden olur ki! İşçiler girdikleri caddelerde dükkanların camlarını çerçevelerini, arabaları niçin tahrip ederler ki! Batıda bayramını kutlayan işçinin elinde, ülkesinin bayrağı, meşalesi, konfetisi varken, bizdeki işçilerin elinde, taş, sopa hatta silah var. Bu nasıl bir işçi bayramıdır Allah aşkına!

Bayramda işten çıkarıldılar

Diyarbakır’ın Sur Belediyesi. Hendek savaşlarının en yoğun yaşandığı yer. PKK-YPG-ABD koalisyonunun ürünü hendek savaşları, malumunuz olduğu üzere Sur Belediyesi zamanında PKK’ya en yoğun destek veren bir belediyeydi. Belediye Başkanı PKK’ya yardım ve yataklıktan görevden alındı. Yerine kayyum atandı. Sur bu süreçte cennete çevrildi. Savaşın izleri silindi. Yıkılan harabeye dönen evler, devletin şefkatli eli ile yeniden yapıldı. Sahiplerine cüzi rakamlar karşılığında teslim edildi. Şimdi Sur tanınmayacak bir halde. Avrupai modern bir havası var. Devletin bu kadar anaç eline rağmen Sur’da yine HDP kazandı. Demokrasidir... Bize hayırlı olsun demekten başka şey düşmez.

İlk icraatları ne oldu

PKK-HDP devrimci olduklarını iddia eden iki parti. Yani işçinin hakkını hukukunu kapitalist sisteme göre daha çok koruyan, arkasında duran bir ideolojiye sahipler. Peki, PKK-DP’ye geçen Sur Belediyesi’nin ilk icraatı ne oldu? 200’ün üzerinde belediye çalışanını, Mübarek Ramazan ayı arifesinde kapının önüne, koymak, sokağa atmak oldu. Gerekçe ne! Söylemiyorlar... Ama belli: Çıkarılanlar devletin adamı. Peki, yerlerine kim gelecek? Kendi hayallerini kurdukları devletin adamları. PKK yandaşlarını, PKK militanlarını, dağdaki teröristlerin işaret ettiği elemanları.

Kuduz aşısı-senin devletin

Yani HDP-PKK üçgeninde değişen bir şey yok. Onlar hala devleti yıkmak istiyorlar, Hala bu devrimci (!) kardeşlerimiz (!), Emperyalist ABD’nin taşeronluğuna soyunuyorlar. Ha bir de ısırma modaları var. Yine bir güvenlik görevlimiz kudurmuş bir HDP’li vekil tarafından ısırıldı. Devletin aşı envanterinde kuduz aşısı var mı? Vardır herhalde bilmiyorum! Ama HDP milletvekili kadının söyledikleri kuduz aşısı ile halledilecek gibi değil. Görevli polislere; “Senin devletin” ibaresini kullanıyor. “Burası Kürdistan burada ne işiniz var” demeye getiriyor. Bunlara ne yapılır bilmiyorum ama topunu toplayıp, Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği yere göndermek gerekiyor. Çünkü Türkiye onların Devleti değil. Onların Devleti emperyalistler, sömürücüler, kapitalistler. savundukları devrimcilik ise ne tür devrimcilikse(!).