GALATASARAY'ın son dönemdeki en eksik kadrosuyla karşı karşıya kalan Beşiktaş, bunu maçın başlarında çok iyi kullandı. Atiba, Gökhan Gönül, Oğuzhan, Lens, Love gibi büyük maç tecrübesi olan oyuncular kenardaydı ama sahada olan Güven, Dorukhan gibi gençler bu eksikliği hissettirmediler. Hatta dakikalar 15'i gösterdiğinde Beşiktaş'ın topla oynama yüzdesi 61'e kadar yükseldi. 3 dakika sonra gelen Ljajic'in penaltı golü de bu istatistiği taçlandırdı.
 
Ancak ne olduysa golden sonra oldu. Bir anda o çok koşan, her topa basan Beşiktaş ileri uç elemanları donup kaldı. Galatasaray da bunu fırsat bilerek cesaretlendi. Beşiktaş'ın üzerine gelmeye başladı ancak devre arasına kadar idare edip, devre arasında bir değişiklikle durumu düzleteceğini düşündüğümüz Şenol Güneş, ikinci devre başlarken Güven - Atiba değişikliğiyle bizi şaşırttı.
 
Çünkü 3'lü defansla oynayan Galatasaray'a karşı; forvet oyuncusu çıkarıp, zaten 2 tane olan defansif oyuncu sayısını 3'e çıkarması sarı kırmızılıları cesaretlendirdi.
"İlk yarıda kaybettiğim orta sahayı geri alayım" mantığı bir anda ters tepti. Hatta ilk devrenin yıldızlarından Ljajic, 4-3-3 sisteminde kayboldu.  Galatasaray orta sahası ve ileri uç elemanları çok üretken değildi de Beşiktaş kalesinde çok fazla tehlike görmedi. Yoksa iş çok farklı yerlere gidebilirdi!
 
Ama 90 dakika sonunda skorbord Beşiktaş'ı üstün yazıyorsa, kazanan her zaman haklıdır. Bu yüzden de Sezar'ın hakkını Sezar'a teslim edip Şenol Güneş'i tebrik ediyorum.