Kuruluşu 1991 olan Tarih Vakfı’yla Aydın Yerel Tarih Grubu davetiyle tanıştım. Aydın’ın yıldızlı hotelinde yapıldı ilk toplantı. Sandım ki Aydın’da tarih araştıracağız. Sadece Aydın’da. Sonra nedir bu tarih vakfı diye yaptığım araştırmadan gördüm ki Yerel Tarih Grubu azınlıkların vaktiyle yoğun yaşadığı her yerde. Projelendiren de Rockefeller vakfı.

Durduk yere nerden çıktı bu vakıf? Kavala ailesinden, İBB’den ve bu kişi niye böyle konuştu acaba diye hayret ettiğimiz, meşhur edilmiş kimliklerden. 

NGO furyasında kurulan TESEV, Helsinki Yurttaşlar Derneği gibi birçok içi boş STK ile paslaşarak, olayı kapsamlı hale getiriyorlar aynı zamanda. AB müktesebatı, NGO tasallutu, ABD’nin bölgesel stratejileri ile uyumlu çalışma şeklinde yol alıyorlar. Anadolu’nun Türklere değil aynı zamanda azınlıklara da ait olduğunu, bizzat Türklere buldurma projesinin adı Yerel Tarih Grubu projesi. Yine YTG bilgilerinin milli tarihe montelenerek daha zengin geçmişe sahip olunacağı bilincinin işlenmesi gibi kafa karıştırıcı adımlar yer alıyor. Bu konuya birkaç kez daha örnekleriyle gireceğim.

 Tarih Vakfı, 13-14 Ekim 2000 tarihinde, İstanbul Armada Otelde yaptığı, “Yerel Tarih Grupları Projesi Değerlendirme Toplantısı”nda konu başlıkları: (Tarih Vakfı Sitesi- Yerel Tarih Grupları - 2 Nolu Tarihçe)
•Devlet Kuruluşlarıyla İlişki/ İşbölümü/ İşbirliği
•Yerel Tarih Grupları ve Öteki STK'larla İlişki 
•Farklı Cemaatlerle İlişki 
•Yerel Tarih Gruplarının Birbirleriyle İlişkileri
•Doğru Kişilere Ulaşmak/ Grup Organizasyonu/ Benden Bize Geçiş
•Üniversitelerle/ Uzmanlarla İlişkiler
•Bilginin Topluma Dönüşü  

Neticenin toplumun tüm katmanına da yayılması anlamı taşıyor. Uluslararası vakıf, enstitü yada benzeri kuruluşlar, milyon Dolar yada Euroları sadece üç tane tarihi eserin çıkması için mi yoksa kültürel faaliyet yapmış  olmak  için mi vermektedir? Bunun önünde, arkasında hiçbir şey yok mudur? Her şey göründüğü kadar yalın mıdır?

Kastamonu’da olduğu gibi 250 Türk eseri konağı bir kenara bırakarak, 1881’de “Papaz Okulu” olarak inşa edilen, Pontusçuluk yapan bir Hıristiyan Papaz Okulunu “40 Odalı Kastamonu Konağı” diye restore edilmesi nedir?

Neyse efendim, nerede ne yapıyorlar diye ele geçen tüm dokümanları inceledim. Falan Rum bakkala ait tabela parçası, resim, Ermeni terziye ait belge gibi farklı boyutta seyrettiğini gördüm olayın. Anadolu Türklerin değil de onlardan önce yaşamış azınlıklara ait mecraya yol alıyordu. Kötü şöhretli yerleri allayıp pulluyorlardı. Mesela Kurtuluş Savaşında Rumlarca silah deposu olarak kullanılmış kilise (İzmir) kültür mirası şeklinde restore edilmesi gerekir, deniliyordu.

Aynı “Abant Platformları” gibi çalışılıyor. O ilde bilinen kimlikler, bir şekilde gelse de gelmese de gruba monteleniyor. Çalışmalarda onlarda vardiya dönüyordu iş. 

Uzatmayayım, Tarih Vakfı ve İzmir Büyükşehir belediyesi kültür etkinliği yapmak adı altında 9 Ocak 2020’de protokol imzalamış. (Adana ile de)

Tarih Vakfı çalışmalarına devam edeceğim.

Not: Tarih Vakfı vakıf senedine Girişim Kurulu ve Mütevelliler aşağıda. Bakın bakalım tanıdık var mı?

https://www.tarihvakfi.org.tr/tarih-vakfi/girisim-kurulu-ve-mutevelliler/8