İLK maçın süt dökmüş kedisi Zenit, evinde aslan kesildi. Alttan ısıtmalı stadyumda, Fenerbahçe ilk 43 dakika boyunca buz kesti. Zenit, Fenerbahçe'nin ilk maçtaki 1-0'lık avantajını, daha 3. dakika dolmadan sıfırladı. Ev sahibi takım, Fenerbahçe kalesine maçın başında öyle bir yüklendi ki, ne olduğunu anlamadan kalemize golü çok erkenden gönderdi.
 
Fırtına kesilmemişti. Biz topu yere indiremeden, onlar hava harekatına başlamıştı bile. 37. dakikada. Zenit'in yeni trasferi İran asılı oyuncusu Sardar Azmoun, farkı ikiye çıkarttı. Fenerbahçe, boşa çabalıyordu. Alper bekleneni veremiyor, aldığı her topu çabuk kaybediyordu. Ayew oyuna katkı koyamazken, Moses ileriye top taşımaya çabalayan tek oyuncuydu. Her şeyin aleyhimize döndüğü dakikalarda, müthiş dokunuşu ile farkın 3'e çıkmasını önleyen Mehmet Topal, mükemmel bir Roberto Carlos vuruşu ile Fenerbahçe'nin üzerinden bir anda ölü toprağını aldı. Sol ayağıyla son yıllarda gördüğümüz en güzel gollerden birisini Zenit ağlarına gönderen kaptan omuzlardaydı. İlk yarı biterken, Hernani'nin frikik atışını kurtaran kaleci Harun ile birlikte bu iki oyuncu soyunma odasında krallar gibi karşılandı.
 
Maçın bir diğer kralı Tolgay ikinci yarıda Alper'in yerine oyuna girdi. Bir oyuncu takımın oyun şeklini bu kadar değiştirebilir miydi? Evet, Tolgay ile Fenerbahçe pas oyununa başladı. Rakip, top görmüyordu. Top Fenerbahçeli oyuncuların ayağına o kadar çok yakışıyordu ki, Zenit artık oyundan düşmüştü.. Fenerbahçe rüzgarının estiği, Zenit'in esamesinin okunmadığı dakikalarda, bir ters top, biraz da maçın kahramanı Mehmet Topal'ın geç kalması, Zenit'in İranlı golcüsünün işine yaradı. Sardar Azmoun bir daha filelerimizi havalandırırken, tarih yazabileceğimiz maçtan, elenerek ayrıldık.