Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri olan Tarık Akan, 2016 yılında hayata gözlerini yumdu. Aradan geçen 8 yıla rağmen oynadığı filmler, canlandırdığı karakterler ve bıraktığı eserler hala büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Usta sanatçının sanatı kadar, mezarındaki özel detaylar da dikkat çekiyor.

Tarık Akan’ın mezarı, çevreye ve doğaya duyarlı bir şekilde tasarlandı. Mezarın üzeri betonla kaplandı ve üzerine eğimli bir oluk yapıldı. Bu tasarım sayesinde, yağmur suları ve mezarını ziyaret edenlerin döktüğü su, olukta birikiyor. Bu sayede mezarın çevresine gelen kuşlar, kediler ve köpekler, sıcak havalarda biriken bu suyu kolaylıkla içebiliyor. Bu anlamlı ayrıntı, usta sanatçının çevreye duyarlılığını ve insana olduğu kadar doğaya da değer verdiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Ankaralı Turgut'un sağlık durumu nasıl? Kızı açıkladı Ankaralı Turgut'un sağlık durumu nasıl? Kızı açıkladı

Oğlundan ateizm iddialarına yanıt: “Her şey İslami usullere göre yapıldı”

Tarık Akan’ın ailesi, sanatçıya yönelik sık sık dile getirilen ateist olduğu iddialarına açıklık getirdi. Oğlu, bu konuda yaptığı bir açıklamada, babasının İslami usullere uygun bir şekilde defnedildiğini belirterek şunları söyledi:

“Teşvikiye Camii imamını arayıp her şeyin usulüne uygun yapılıp yapılmadığını teyit ettim. Her şey İslami usullere göre yapıldı ve defni tamamlandı. Hatta imamla el sıkışarak yapılması gereken başka bir şey olup olmadığını da sordum. Babamın ‘dinsiz’ veya ‘ateist’ olduğu iddiaları bizi derinden üzüyor. Biz ailece dini bütün insanlarız, Müslümanız. Ancak dinin Allah ile kul arasında olduğunu düşünüyoruz, bunun reklamı olmaz. Babam da böyle düşünüyordu. Babam dinsiz değildi. Devlet ve din işlerinin ayrılması gerektiğine inanıyordu, o kadar.”

Sanatçının felsefesi ve izleri yaşatılıyor

Tarık Akan’ın mezarındaki bu detay, onun insana ve doğaya olan sevgisini bir kez daha hatırlatıyor. Çevresine duyarlılığı, toplumsal meselelerdeki hassasiyeti ve Türk sinemasına kazandırdığı unutulmaz eserlerle Akan, ölümünün üzerinden yıllar geçse de unutulmuyor. Mezarı başına gelen canlıların susuzluğunu gideren bu özel tasarım, sanatçının arkasında yalnızca sinema eserleri değil, anlamlı bir miras bıraktığını da gösteriyor.