TBMM Başkanı Brezilya'daki G20 Parlamento Başkanları (P20) Zirvesi dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili yaptığı çağrıya ilişkin dikkat çeken ifadeler kullandı. Kurtulmuş, "Bir eli silahta, bir eli sandıkta siyaset olmaz. Siyasetin milli irade haricinde hiçbir iradeden talimat almaması lazım. Bu konuda atılacak adımlar Türkiye'yi rahatlatır. Bütün bu müzakerelerin yapılacağı yer de TBMM'dir." ifadelerini kullandı.

Zirvede, işgalci İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) üyeliğinin askıya alınması teklifinde bulunduklarını aktaran Kurtulmuş, BM ile diğer uluslararası kuruluşların, siyasal ve finansal eşitsizlik ve adaletsizliklere çözüm üretemediği, barış, istikrar ve güvenceyi sağlayamadığı gerekçesiyle acilen yeni bir küresel, siyasal ve finansal mimariye ihtiyaç duyulduğu ve bu konuda gerekli adımların atılması gerektiğini söylediklerini aktardı. 

Kurtulmuş, zirvenin ortak bildirisinde Orta Doğu ve Gazze konusunda bir paragraf yer almasını istediklerini ancak bazı üye ülkelerin itirazları nedeniyle bunun gerçekleşmediğini anlattı. Kurtulmuş, Brezilya Temsilciler Meclisi Başkanlığının açıklamasında Orta Doğu'daki gelişmeler, Gazze'deki vahşet ve Lübnan konularında bazı üye ülkelerin görüşlerini belirttiği, diğer ülkelerin de bu tür konuların P20'de yer almaması gerektiğini söylediklerini belirtti.

Türkiye ile Yunanistan'dan ortak açıklama! Türkiye ile Yunanistan'dan ortak açıklama!

Kurtulmuş, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin sorular üzerine, şunları aktardı; "Anayasa müzakereleri çok zorlu bir süreç. En başından itibaren bunu biliyoruz. Ama imkansız değil. Hatta tam tersine, ben bu parlamentonun anayasa yapmaya çok daha yetkin, çok daha yakın bir parlamento olduğunu düşünüyorum. Çünkü temsil gücü çok yüksek bir parlamento, halkın yüzde 95'inin oyları Meclis'te temsil ediliyor, 14 siyasi parti var, bunlardan 6 tanesinin de Meclis'te grubu var. Monoloğun değil, çok sesliliğin olduğu bir parlamentoya sahibiz. Partilerimiz müzakere yöntemlerini iyi tespit eder, önyargısız, 'Ben istemem, kapıyı kapatıyorum' demeden bu konuya yaklaşırlarsa sonuç alınabileceğini düşünüyorum."

Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, "Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın DEM Parti Meclis Grup Toplantısında konuşarak terörün tamamen bittiğini ve PKK'nın lağvedildiğini açıklaması" önerisiyle ilgili soruyu ise; "Emperyalizmin hedefi çok açık. Ne Türkleri ne Kürtleri ne Arapları ne Acemleri ne Şiileri severler ne de Sünnileri... Kullanabilecekleri gruplarla, böl-parçala-yönet politikalarının gerçekleşmesi için çaba gösterirler. Şimdi, oynanan oyunu görüyorsak, üzerimize düşen; bölgedeki ayrışmaları, farklılıkları, çatışmaları artıracak söylemler, politikalar üretmek değil, tam aksine entegrasyonu, işbirliğini, dayanışmayı, dostluğu arttırmaktır.

Kaldı ki Türkiye, sadece Irak'ın işgaliyle birlikte artan terörden değil, ondan önceki süreçte de terörden fevkalade mustarip olmuş, büyük bedeller ödemiş olan bir ülkedir. Tabii ki siyasetin önemli görevlerinden birisi de topraklarımızdaki terörün sıfırlanmasıdır. Bir karar vermek zorundayız. Ya emperyalizmin kurbanı olarak herkes kendi sırasının gelmesini bekleyecek ya da hep birlikte, demokratik yöntemler ve süreçler çerçevesinde Türkiye'de terörün ortadan kalkması için her türlü çabayı ortaya koyacağız.

Bir eli silahta, bir eli sandıkta siyaset olmaz. Siyasetin sandıktan başka hiçbir yere el atmaması, milli iradenin haricinde başka hiçbir iradeden emir, talimat almaması, onların güdümünde hareket etmemesi lazım. Bu konuda atılacak adımlar Türkiye'yi rahatlatır. Bütün bu müzakerelerin yapılacağı yer de milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Ümit ederim ki terörün konuşulmadığı, terörün sıfırlandığı bir döneme geçeriz. Milletçe çok büyük bedeller ödedik, yeter artık." şeklinde cevaplandırdı.

Kurtulmuş erken seçimle ilgili soru üzerine, "Türkiye'nin şu anda bir erken seçim gündemi yok. Oluşmayan bir gündem üzerinden konuşmanın, siyasi tartışma yapmanın çok anlamlı olmadığını düşünüyorum. Türkiye'de parlamento seçilmiş ve 2028 yılına kadar görevinin başındadır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2028'e kadar görevinin başındadır. Milletin verdiği, yüklediği sorumluluk budur." değerlendirmesinde bulundu.