SAHAYA çıktıklarında ikisi de "ikinci"ydi... Biri alttan, öteki üstten...
Sahada kar yoktu ama sıfırın altında 7 derecelik havada, kramponların bastığı her karıştan çıtır çıtır sesler geliyordu... Buz tutmuş çimler, doğal olarak iki takımı da istediklerini yapmak yerine hata üretmeye itti...
 
Biri can derdindeydi, öteki et... Kasap-koyun misali yani... Canını kurtarmaya çalışan Erzurum, ilk yarıda cesur bir taktik kurguladı. Uzun paslarla topu, 1. bölgeden 3. bölgeye taşımayı düşündü. Özellikle ilk yarıda bunda başarılı da oldu. Orta alanı kalabalık Galatasaray'ı 11 kişe yerine; eksilterek 6 kişi ile oynatmanın en akılcı yolu buydu... Galatasaray bu zaafına ancak ikinci yarıda çare bulabildi... Savunmada Egemen, ilerlemiş yaşına karşın, Ajda Pekkan'ı kıskanan mankenler misali, tüm defans oyuncularını kıskandıracak bir performans sergiledi. Obertan, Emrah ve Muhammet de Erzurum'un iyileriydi...
 
Galatasaray'da özellikle Marcao ve Feghouli, hata üstüne hata yaptı. Bu kadar çok hata da ister istemez Galatasaray'ın etkisini törpüledi. Özellikle ilk yarıda kaleci Sehic'in kurtarış yapmasına lüzum kalmadı... Durum o derece vahimdi yani...
İlk vahim an ise, 18. Dakikada yaşandı. Falcao'nun oyuna sığdırdığı hatalardan biri topu ıskalamak olunca, Erzurum'un devre arası transferi Muhammed, sert bir vuruşla topu ağlara ulaştırdı ve ilk yarının tabelasını belirledi...
 
İkinci yarıda Erzurum'un topa hakim olup oyunu yavaşlatma, Galatasaray'ın ise, topa hakim olup baskı kurma girişimi, henüz 52. dakikada Belhanda imzalı golle skoru eşitledi. Erzurum, böylece anladı ki, Galatasaray ile şaka yapılamazdı.
Oyun bu yarıda "atan kazanır" görünümüne büründü... Bir Erzurum, bir Galatasaray fırsat yakalıyor ama, bu fırsatları netleyecek diyafram becerisini gösteremiyorlardı. Geri dönüşlerine alıştığımız Galatasaray, bu kez dondu ve dönemedi...
 
Anlaşılamayan birşey ise Linnes, Diagne ve Emre Akbaba gibi silahların neden muharebenin ilk onbirinde düşünülmeyip, ikinci yarıda oyuna alınmalarıydı... Sanıyorum bu sorunun yanıtı, biraz da Fatih Terim'in artık yavaş yavaş eskiyen nüfus kağıdında saklı...
Sonuç olarak kazananın çıkmadığı Erzurum ayazından  ligin tepesi ve dibindeki öteki takımlar sevindi...
Skoru belirleyen ise, sıfırın altında 7 dereceyi gösteren termometreydi...