PKK terör örgütünün siyasallaşarak taban bulması ABD projesidir unutanlara hatırlatayım. Türk Milleti vatanlarına terör örgütünden tehdit geldiğinde canını ortaya koyar. O bakımdan, PKK’nın ulvi amacı varmışçasına şu vakte kadar çeşitli adlarla sanki partiymiş gibi gelmesi projedir. Meclise ilk kez de, 1991’de Erdal İnönü’nün SHP listeleri ile girmişlerdi.

Leyla Zanalı şov hafızalardadır. Demek istediğim, anti milli sol her dönem bölücülere kol kanat germeyi ‘ilericilik, insan hakları’ bağlamında göre gelmiştir. PKK’nın siyasi uzantısının meclise girmesinin insan hakları ile hiçbir ilgisi yoktur. PKK’nın hakkını korurken bu devletin bölünmez bütünlüğünü gözetmemişler, Sevr’e yeşil ışık yakmışlardır.

1984’de Eruh baskını ile adını duyuran PKK terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti devletini bölerek üzerinde “Sözde Kürdistan” kurma amacını her vesile ile söyleyegelmiştir. Hâl böyle iken HDP ile ittifaka girişmek de aslında, teröre yardım yataklık anlamı taşır. Devletin, HDP’yi siyasi parti olarak görmesi, parti yardımını sürdürmesi de terörle mücadele gölge düşürmektedir.

Tamamen dış güçlerin yardımıyla ayakta durmakta ve stratejileri onları var eden güç tarafından organize edilmektedir. 1999 yılında, kanlı terör örgütünün elebaşısı yakalanıp hapse atılmıştır. İdam cezası onanmıştır. Tam da o esnada, AİHM’si kendilerinde süre gelen dava sonuçlanana kadar asılmanın ertelenmesini istemiştir. Eş zamanlı TBMM’de idam cezası kaldırılmıştır.

Şu an İmralı’da yatan bebek katili “bölücü Kürtçülük” güdenlerin siyasi objesidir. 

Derken 2003 yılında, AİHM kararını açıkladı. Caniye adil yargılama hakkının verilmediğinden bahsediyordu. Binlerce kişinin katili ve Türkiye’yi bölme planı yapan bebek katiline tanınan savunma hakkı ise Türk insanını isyan ettirecek boyuttaydı. Demek ki neymiş “vahşi batının piyonuna dokunduğun anda sana insan hakkını hatırlatacak nalıncı keseri adaletleri varmış.”

Gelinen noktada, bölge insanı PKK’ya baş kaldırmış “dağa bizzat HDP’liler eli ile gönderilen çocuklarını geri ister hale gelmiştir.” HDP’, bölgedeki desteğini hızla kaybederken metropolde yaşayan aileleri kıskaca almıştır.

Türkiye’nin her türlü teröre karşı mücadele verdiği kritik bu dönemde, PKK, FETÖ ya da adı her ne olursa olsun müsaade etmeyeceği açıktır. Parti kapatmak çözüm değil dense de terörle her fırsatta bağı olduğunu açıklayan daha bugün Pervin Buldan “HDP bildiğinden şaşmaz diyerek ‘sayın Öcalan’ demeyi ihmal etmemiştir. 

O halde sadece parti kapatmak değil, terörle iltisaklı siyasetçi, parti, STK başta olmak üzere hainliğe Nirvana yaptıranlar bunun karşılığını görmelidir.

Mehmetçiğimiz şu anda eksi 30 derecelerde PKK’yı bertaraf etme savaşı verirken, PKK uzantılarını mecliste ceylan derili koltuklara oturtup ahkâm kestirmek, ceplerine bir de parti kasalarına TL koymak bu millete yapılmış haksızlıktır.