ÖNCELIKLE şuna bir karar verelim. NATO dost mu? Düşman mı? Olası küresel bir savaşta NATO bizi korur mu? Yanımızda yer alır mı? Türkiye’nin korunmasını üstlenir mi? Bu sorular basit sorular. Cevapları da öyle olmalı. Ama soruların cevaplarını düşündüğümüzde, inanın ülke insanı olarak karamsarlığa düşüyoruz. Hepimiz biliyoruz ki NATO demek, ABD demek. Ve bu ABD hemen altımızda bir kürt devleti kuruyor. Binlerce TIR silah yığıyor. Binlerce militan yetiştiriyor. Yaptığı kahpeliği yüzüne vurduğunda ise bin bir türlü yalan söyleyip, süreci tamamlamaya çalışıyor. Peki, bu terörist yapılanmayı yapan kim? ABD. ABD ile biz NATO’da müttefik miyiz? Evet. Pek bu ne tür bir müttefiklik ilişkisi ise, anlayan beri gelsin.

Akdeniz’de de karşımızda

ABD Senatosundan garip, Türkiye aleyhine, Rum Yunan lehine kararlar çıkıyor. Yetmedi, ABD; İsrail, Mısır, Yunan, birlikteliğini kurup Türkiye’ye karşı kışkırtıyor. Ne alaka, kel alaka bir durum. Bu bölge ile ABD’nin bir egemenlik durumu var mı? Yok. Niçin orada peki! İşte bu sorunun cevabı ABD’nin Türkiye’ye bakış açısı ile eşdeğerdir.

Türkiye kendini savunmak istiyor

Dünyada en çok kan akan berbat bir bölgede bulunan, küresel risklerin arttığı bir ortamda. ABDİran savaşının ayak izlerinin ortaya çıktığı bir ortamda. Ve en önemlisi hava savunma sistemleri olmayan, F-16 jetleri eskiyen bir Türkiye, kendini, ülkesini savunmak için silah almak istiyor. Hava savunma sistemi almak istiyor. ABD; “Alma ben seni korurum “diyor. Tavuk kümesine giren tilkinin tavukları koruma altına alması gibi bir şey. ABD teröriste verdiği silahları Türkiye’ye vermiyor. Hava savunma sistemlerini, Çin’den almaya kalkıyorsun, ABD; “Alamazsın” diyor. Rusya’dan almaya kalkıyorsun; “Alamazsın” diyor. Rus jeti almaya kalkıyorsun; “Alamazsın” diyor. Yani şunu diyor; “Kendini savunma, ülken parça parça olsun, ben ve piyonlarım, ortalıkta istediğimiz gibi at oynatalım”. Çünkü Türkiye ABD’nin dost listesinde değil Türkiye ile ilgili stratejik planları var. Büyük kürt devleti gibi... Büyük Ermenistan gibi, Büyük İsrail gibi. Şimdi bu duruma baktığımızda, ABD’yi bir NATO müttefiki, bir stratejik ortak olarak görebilir miyiz? Asla! Peki, bu durumda aklıselim ne yapmamızı öngörür? Basit kendi silahımızı, topumuzu tüfeğimizi, roketimizi, uçağımızı, jetimizi, hava savunma sistemimizi, tankımızı yapacağız. Bunun için dünyanın her köşesine matematik kafalı öğrencileri gönderip okutacağız. Gerekirse devlet desteği ile bu işi yapacağız. Ve kendi teknolojimizi, kendimiz geliştireceğiz. ABD ve Rusya’ya bağımlı silahlar bizi de BAĞIMLI yapar. Bu arada, Cumhurbaşkanımızın bir sözüne maalesef katılmıyorum. 50 bin olan imam hatipli sayısını 15 yılda, 1.5 milyona çıkarmışız! Bence bu 1,5 milyonluk öğrenci kitlesi Türkiye tarafından okutulan, gemi mühendisi, makine mühendisi, uçak mühendisi, bilgisayar mühendisi, uzay mühendisi ordusundan oluşmalıydı. O zaman kendimizi geleceğimizi daha güvende görürdük. Ve batı teknolojisi ile daha rahat rekabet edecek duruma gelirdik.