RAHMETLİ Coşkun babanın (Özarı) sürekli tekrarladığı bir lafı vardı. Yazılarında da kullanırdı:
- Senin topu sevmen önemli değil. Top da seni sevecek. İsterse 3 kişiye çarpıp, iğne deliğinden girer, isterse ne yaparsan yap girmez!
 
Kayserispor-Başakşehir maçında o kadar gol kaçtı ki, Coşkun baba sürekli aklıma geldi. Kayserispor'un attığı golde ve Başakşehir'in kazandığı penaltıda da topun sevme durumu vardı. Hele de Kayserispor'un golünde... Gol nasıl atılır? Ayakla, kafayla, hadi göğüsle... Şamil Cinaz ise golü neresiyle attı biliyor musunuz? Söylemeye dilim varmıyor; en iyisi siz tahmin edin! Başakşehir'in son anda kazandığı penaltıda da... Top gidip de Kayserisporlu oyuncunun elini buldu; biraz yerden ya da havadan gitseydi olmazdı.
 
Bunun yanı sıra öyle goller kaçtı ki; hani top sevseydi maçı iki taraftan biri farklı kazanabilir, ya da 5-5, 7-7 gibi skorlarla da bitebilirdi. İşin enteresanı VAR sistemi olmasaydı bu maç 0-0 tamamlanacaktı.
Başakşehir'in bugünlere gelmesinde en büyük payı olan Visca, çaprazdan herhalde 10 defa vurdu. Böyle golleri çoktu oysa. Ama bu kez bir türlü olmadı. Kimisinde auta attı, kimisinde kaleci Lung yakaladı.
Lider çok istedi kazanmayı. Kayserispor da öyle. Hele son anlarda Umut Bulut'un kaçırdığı iki pozisyon vardı ki; inanılmazdı. Bu yaştaki bir futbolcuya hiç de yakışmadı.
 
Bu maçın nasıl geçtiğini detaylı olarak anlatmaya kelimeler yetmez. Herhalde 40-50 pozisyon vardı. Başakşehir Epureanu ile Emre Belözoğlu'nu çok aradı. Kayserispor da Deniz Türüç'ü. Sahada elbette ki bekleneni veremeyenler de vardı. Ama öyle heyecanlı geçti ki zaman; onları bir kenara bırakalım ve iki takımı da alkışlayalım. Başta Abdullah Avcı'ya Hikmet Karaman'ı tabi.