TARIHIMIZDE güzel menkıbeler vardır. Ulubatlı Hasan’ın İstanbul burçlarına ilk bayrağı dikmesi, Alparslan’ın kendinden askerce çok büyük Bizans ordusunu ile cenge başlarken kefen giyip ordusunun başına geçmesi, Göktürk yiğidi Kürşat’ın, Tanrı Dağından çıkıp 40 çerisi ile Çin sarayını basması gibi. Bunları neden söyledim konumuz İstanbul’un güzel semtlerinden, 60 bin insanın yaşadığı Tozkoparan’da ondan. Aman adına aldanmayın. Tozkoparan öyle tozun dumanın birbirine girdiği bir semt değil. İstanbul’da yeşilinin en bol olduğu akrabalık komşuluk ilişkilerinin hala üst düzeyde olduğu şirin muhteşem bir semt. Rivayet odur ki Osmanlı zamanında Tozkoparan okçuların talim yeriymiş. Yine o talimlerin birinde bir Osmanlı askeri olan İsmail Komutan, yayını öyle bir germiş ki! Yayın kirişini koparmış. O kadar güçlü ve de kuvvetliymiş. Bunun üzerine bölge beylerbeyi İsmail Beyin (gücünden dolayı) soyadını TOZKORAN olarak değiştirmiş.

85’lik ninenin duası

İşte uzak bir tarihi geçmişi de olan, Güngören ilçesinin mutena semti Tozkoparan’ın insanları bugünlerde çok dertli. İki büyük hayati derecede sıkıntıları var. Birincisi Tozkoparan sakinlerinin “CAN EVLERİ” taşınıyor. İkincisi ise Tozkoparan’ın yıkılıp yeniden yapılması meselesi. Tozkoparan’ın tam ortasında Belediye Tıp Merkezi var. Yıllardır semt sakinlerine hizmet veriyor. Semtin can damarı, can evi gibi bir yer. İşte bu Tıp Merkezinin önünde,. 85 yaşlarında bir ninemiz ellerini yukarıya kaldırmış dua ediyor. Herhalde çaresiz kalmış medeti Allah’tan bekliyor. Duasının sebebi ise Tıp Merkezi’nin taşınacağına dair kulağa gelen söylentiler. Belediye’ye bağlı olan bu merkez, Veli Efendi’nin oradaki belediye binasına yakın bir yerlere taşınacakmış. Tabi bu durum semt insanını çok üzdü. Adeta Tozkoparanlılar ayaklandı. Belediyeye, Beyaz Masaya her yere müracaat ediyorlar, rica ediyorlar taşınmaması için. Ama yetkililer biraz duvar olmuş gibi. İşte ninemizin duası da bu minvalde; “Allah’ım Tıp Merkezi’mizi koru. Taşınmasın, biz bu merkez olmadan ne ederiz! Hep gülen yüzlü, doktorum Salime Kaygusuz’dan ayrılmak istemiyorum” diye. Ninemiz haklı... Bu merkez Tozkoparan’ın en önemli hizmet birimi özellikle devlet hastanelerinin yoğunluğundan burası yaşlılar için çok önemli. Yıllardır ilaçlarını burada yazdırıyorlar. Yıllardır tedavilerini burada yaptırıyorlar. Filmlerini burada çektiriyorlar. Kan tahlillerini burada yaptırıyorlar. Fizik tedavilerinden tutun kemik erimesine kadar merkez onların her şeyi. Çünkü evlerine çok yakın. Tıp Merkezi’nde uzman doktorlar olduğundan, başka bir hastaneye gitmeye gerek duymuyorlar. Tıp Merkezi de işinin hakkını veriyor hani. Hakikaten çok iyi hizmet veriyor. İşin güzeli semt sakinleri artık müracaatta çalışandan, hasta bakıcısına, doktoruna, hemşiresine kadar hepsiyle tanış. İstanbul Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun dikkatini çeker miyiz bilmiyorum! Ama bildiğim bir şey varsa, halka hizmet Hakka hizmetse. Bu merkezin kalkmaması gerek.

Kentsel dönüşüm

Tozkoparan sakinlerinin ikinci sıkıntısı, semtlerinin belediye veya bakanlıkça kentsel dönüşüm kapsamına alınması. Projeyi TOKİ’nin üstleneceği söyleniyor. Amaç yeni bir yapılaşma ile insanların depremden korunması, depreme dayanıklı evler yapılarak insanların güvene alınması. Buraya kadar her şey güzel. Kimsenin itirazı yok. Ama bir şartla. Semt insanlarının tek dileği İstanbul’un en kıymetli ve de merkezi, bir yerinde olan Tozkoparan’ın bir rant alanına dönüştürülmemesi. Buraya insanı ön planda tutan bir proje hazırlanırsa, Tozkoparan insanın sıkıntısı biter, vurguncu müteahhitlerin kurbanı olmazlar. Dilekleri bu. Tapulu evlerinin getirisinin birilerine peşkeş çekilmemesi. Çünkü 600 hektarın üzerinde bir araziye sahip olan bu belde, İstanbul’un parmakla gösterilecek kadar kıymetli bir yeri. Her yere yakın. Hastanelere, marketlere, metroya metrobüse. İstanbul’un göbeğine 8-10 km uzakta. Ve de zümrüt yeşili ağaç ve de çiçeklerle bezenmiş bir semt Tozkoparan insanı semtin doğal yapısının bozulmamasını, ona göre projeler üretilmesini istiyorlar. Adamın bir evi var; “Bize evimiz kadar ev versinler yeter” diyor. Kentsel dönüşümün daha önce Fikirtepe’de Mevlana Kapı’da, Sulukule’de yaşanan, mağduriyet ve de kötü örnekleri buralarda yaşamak istemiyorlar. O yönden tepkililer. Ve bu konuda İstanbul Belediyesi’nden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan kendilerinin arkasında durmasını, insan gibi yaşayacakları bir proje ile kimseyi mağdur etmeden, yeni semtlerine kavuşmak istiyorlar. Bir belediye yetkilisi, “Tozkoparan, ATAKÖY’den daha güzel olacak” dedi. İnşallah! Bizim ve de Tozkoparan insanın da temennisi bu yönde.