Ninemiz tamı tamına 93 yaşında.
Göngören, Tozkoparan’da iki göz, kırk elli metrekare, başını sokacağı bir evi var.
Karınca kararınca geçinmeye çalışan bir emekli.
Kimi kimsesi yok gibi.
Evlatlar dağılmış, koca göçmüş, eş dost kendi derdinde.
Sadece arada bir gelip hatırını soruyorlar.
Özetle ninemiz ömrünün son günlerini huzur içinde geçirip,
emaneti sahibine teslim edip hayata veda etmek istiyor.
İstiyor da buna pek müsaade etmiyorlar.
Kapısına yapıştırılan;
“Evinizi boşaltın yıkım başlayacak” türünden bir not var.
Notun sahipleri semtte kentsel dönüşüm konutları yapmak için
kolları sıvayan, TOKİ, Emlak Bank ve bakanlık sakinleri.
Kapısına yapıştırılan bu not, ninemizin,
hayatını kararttı.
Gidecek yeri yok.
Parası yok, pulu yok.
Kıt kanaat geçiniyor.
Ninemiz Mahallede yetişmiş tanışı, torun gibi sevdiği avukat
Enes Yörük’ün ellerine sarılmış;
“Ne olur beni bu dertten kurtar” diye.
Avukatın da yapacak bir şeyi yok gibi.
Bazı avukatlar yürütmeyi durdurmaya çalışmışlar ama başaramamışlar.
***
Tozkoparan Güngören İlçesinin tarihi bir semti.
İstanbul’da kişi başına yeşilin en çok olduğu yer.
Belki de İstanbul’da yeşilin son KALESİ.
Semtin özelliği çoğunluğu 40-60 metre kare arasında değişen sosyal konutlarda oturan,
Dar gelirli ailelerden oluşması.
Bu konutların çok geniş bahçe alanları var.
Devlet burasını dar gelirliler için yaparken tapuları kişilerin üzerine,
Bahçeleri ise özel idarenin üzerine kayıt ettirmiş,
İşte bu bahçe olarak belirlenen yeşil alanlar birilerinin iştahını kabartıyor.
Kentsel dönüşüm masaya konularak vatandaşın hiç de lehine olmayan türde inşaatlara girişim başlatmışlar.
Daha önce bazı planlarla vatandaşın kapısı çalındı.
Evinize ev vereceğiz, para pul istemiyoruz dendi.
Riskli bölge iddiası ile evlerden numune bile alınmadan meclisten kanun çıkarıldı.
Vatandaşın eli kolu bağlandı, sonrasında,
Görüşmeler yapıldı, ancak bir sonuç çıkmadı.

PARA İLE EV

Şimdi TOKİ-EMLAK BANK-Şehircilik bakanlığı önderliğinde yeni bir girişim var.
Tozkoparan dört bölgeye ayrıldı.
En yukarılardan inşaat girişimleri başladı.
Çıkarılan kanunlar vatandaşa pek bir hak tanınmıyor.
Adeta; “Ya bu deveyi güdersin, ya da bu diyardan gidersin” türünde bir dayatma var.
Vatandaşa söylenen şu;
“Evini alıyorum…
Sana yeni yapacağım 8 katlı binalardan kura ile ev vereceğim.
Bunun karşılığında 2+1 için senden 15 yıl vadeli 180 bin TL,
3+1 için ise 220 bin TL para alıp seni borçlandıracağım.
İnşaat müddetince de sana 1500 TL kira yardımı vereceğim”.
Şu andaki semt evleri 5 katlı.
Yeni yapılacak evler ise 8 katlı.
Fazladan olacak 3 katın ne olacağı belirsiz.
Ayrıca devlet arsanı alıp içine senin paran ile sana ev yapıyor.
İşin garibi ilk planlarda vatandaşı kiraya göndermek yoktu.
Yap, yerleştir, devam et vardı.
Şimdilerde onu da kaldırmışlar.
Vatandaşı direkt kiraya gönderiyorlar.
En düşük kiranın 2750’den başladığı bir ortamda, sana
1500 TL kira yardımı yapıyorlar.
Garip ve de dramatik bir durum.
Garip çünkü semt sakinlerinin yüzde sekseni DAR gelirli.
Sosyal konutlarda yaşıyorlar.
Ne bu para ile bir kiralık ev bulacak durumları var.
Ne de 180 bin TL’lik parayı ödeyecek halleri.
Hal böyle olunca Tozkoparan’da kasabın bıçağını yalayan dana misali,
Korkutucu bir bekleyiş var.
Semt genelinde kıpırdanmalar başladı.
Tencereler tavalar camlarda çalınmaya,
Semt sakinleri sokaklarda bağırıp çağırmaya sesini duyurmak için ortaya
Çıkmaya başladılar.
Devletin cevabı ise çare bulmak yerine,
Sahneye TOMALARI, Çevik Kuvveti sokağa sürmek oldu.