Yönetenlerin konu başlığı ne;
“Türk Tabipler Birliği'nin, doktorların meselelerinden çok,
Garip işlerle uğraşması.
İstiklal Marşı'nı okumaması,
Özel günlerde bayrak açmaması,
Ve PKK gibi PYD gibi terör örgütlerine sözlü veya zimmî destek vermesi”.
Bu faaliyetler hem kamuoyunu,
Hem de yönetenleri rahatsız etmesi doğal.
Tabipler Birliği'nin, fikirlerini, faaliyetlerini birkaç makalemizde hep yazdık
Ve sonunda bir yere geldik.
Bu durum devletin de dikkatini çekti.
Ve Cumhurbaşkanı bu konuda adım atılması gerektiğini,
Tabipler Birliği'nin isminin başındaki TÜRK kelimesini hak etmediğini,
Bunun kaldırılması gerektiğini,
Hatta bu tür aykırı oluşumların devlete zarar verdiğini bu konunu çözüleceğinin mesajını verdi.
Bu konuda aksakallı duayenler eminim en iyisini bilirler.
Naçizane olarak ben de fikrimi söylemek istiyorum.
Daha doğrusu bunlar benim fikrim değil.
Milliyetçi Hekimlerin, yöneticilerin söyledikleri.
Öncelikle Türk Tabipler Birliği'nin başındaki TÜRK kelimesi kalmalı.
Çünkü Tabipler Birliği'nin yönetenlerin alerji duydukları kelimeler bellidir.
“Bayrak, İstiklal Marşı, TÜRK” kelimeleri.
Eminim onlarda bu TÜRK kelimesinden rahatsız olmakta,
Kalmasının onları mutlu edeceği besbelli.

Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz deyiminde olduğu gibi
Alerji duymamaktadırlar.
Kalsın ki her TÜRK kelimesini kullandıklarında,
Biraz daha psikolojileri bozulsun
Hem TÜRK kelimesini niçin kaldıralım ki!
Yarın İstanbul’da seçimler olur, vatan millet sevdalısı milliyetçi hekimler tabip odası seçimlerini alır,
Ve o TÜRK kelimesini şerefle zikrederler, kullanırlar.
Ha!
Türk Tabip Odasını zararlı faaliyetlerinden dolayı devirmek mi istiyorsunuz?
Bunun yolu basit.
Son İstanbul Tabip Odası seçimlerini bu oda 4 bin oy ile kazandı.
Karşısına çıkan milliyetçi hekimler ise 2000 oy aldı.
Yani katılım çok azdı.
35 binin üzerinde doktorun kayıtlı olduğu bu oda seçimlerine,
Sadece 7 bin doktor katılmıştı.
Tabip Odasının seçimlerini kazanma sebebi, öncelikle sol eğilimli doktorlarını
İyi organize etmesi.
İkincisi, sol, sosyalist, aşırı solcu, doktorların firesiz bu odaya oy vermeleri.
Ve radikal KÜRT kökenli, PKK yanlısı doktorların da odaya oy vermeleri.
Bu sayede seçimi rahatça kazandılar.
Burada ne yapılabilir?
Çok ama çok basit…
Burada Sağlık Bakanlığına büyük bir görev düşüyor.
Sağlık Bakanlığında çalışan idari kadroda 1500 üzerinde idareci doktor var.
Başhekim, rektör, dekan, sağlık müdürü… Vs.
Öncelikle bunlar odaya kayıt olacaklar.
Sonra Hastane müdürlerine, sağlık müdürlüğüne, başhekimliklere bir talimat yazısı yazılacak.

Ve bakanlık bünyesinde çalışan tüm devlet hastanelerindeki,
Vakıf hastanelerindeki doktorların odaya kayıt olması istenecek.
Hatta kayıt olduklarına dair belge getirmeleri de istenebilir.
Bu doktorlar sistemin içine girdiğinde seçimleri almak bence çok kolaylaşır,
Çünkü devlette çalışanların büyük bölümü PKK desteğini hayallerinden bile geçirmeyecek doktorlardır.
Bu arada Tabip Odasının aykırı faaliyetlerine gelirsek.
Kanun var nizam var.
Çıkarırsın kanununu adam PKK destek verdiğinde,
Bayrağa İstiklal Marşı'na hakaret ettiğinde yakasına yapışırsın,
Atarsın içeri.
Bak bakalım bu tür faaliyetlerine devam edebilirler mi?
Ayrıca Türk Tabip Odasının görevi doktorların meseleleridir.
Siyasi işler onların işi olmamalı.
Gitsinler doktorların yok olan itibarını geri getirmeye çalışsınlar.
Girsinler doktorların özlük haklarının iyileştirilmesi için mücadele versinler.
Gitsinler doktorların çalışma düzenleri, zorlukları ile mücadele etsinler.
TÜRK kelimesini kaldırmalım da!
Konya’da, Trabzon’da, Kayseri’de, Erzurum’da… Vs.
Tabip odası seçimlerini milliyetçi doktorlar kazandı.
Bu TÜRK kelimesini kaldırdığımızda onlara haksızlık etmez miyiz?