Türklerin bin yıllık köklü geçmişi yok sayılarak, Avrupalı emperyalistler Türkiye diye bir ülke yok gibi davranıyorlar, bu davranışlarına kendilerini ayrıcalıklı gören bazı aydınlarımız ise tarihlerini Türk’ün baş düşmanı emperyalistlerin yazdırdığı kitaplardan okuyup haçlı havasına kapılarak kendi milli ve öz kimliklerini unutarak ülkesine yabancı kalıyorlar.

Bu tavır ve düşünceler geçmişte Türkiye dış ilişkilerine yansımış, hiç söz sahibi olmadan, siyasi ve ticari olmak üzere her konuda Avrupa’nın emirlerine kayıtsız şartsız egemenliğine girmeye can atan siyasilerimiz ve sözde aydınlarımız işbirlikçileri ile birlikte bir yandan “insan hakları” yalanlarıyla Türkiye’nin iç işlerine karışmışlar, kendi geçmişlerini insan hakları ihlallerini maalesef hiç hatırlamamışlar, hatırlatan da olmamıştır. Bu yalanlarla geçmişte Türkiye’yi hiç hak etmediği durumlara düşürdüler, kendilerinde güven ve onur duygusu olmayan akıl ve ruhlarını kiraya vermiş emperyalist işbirlikçilerle iş tutarak ülkemizin zor durumlara düşmesine sebep oldular.

Türkiye bu vesayet dönemlerini geride bırakarak, iradeli ve inançlı bir liderle birlikte Türkiye yeniden dünyanın merkezinde yerini almaya, asil Türk Milletinin tarih boyunca olduğu gibi şimdide her alanda güçlenerek hak ettiği yerini alma hedeflerine adım adım yaklaşmaktadır.

Geçmişte ve bugünde dahi dışardan her işimize karışmayı gelenek haline getiren batılılara gelince; bu batılıların kendilerinde hiç görmek istemediği gerçek tarihleriyle, ayıplarıyla gerçek niyetleriyle iyi tanımamız gerekir. Avrupalıları gözümüzde hiç büyütmeden zayıf taraflarını iyi bilerek, bize insan hakları dersi vermeye kalkan Avrupa ülkelerinden, Almanya’nın geçmişte Musevilere, İngiltere’nin İrlanda’ya, Fransa’nın Cezayir’de Müslümanlara yaptığına, ABD yerlilere yaptığına, Türk Milleti hiçbir zaman başını önüne eğecek bin yıllık tarihinde insan hakları ihlali yapmamış, Merhum Aliye Izzetbegoviç’in sözü çok anlamlıdır. “Ben Avrupa`ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptı. Hem de Batı`nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına.” Müslüman Türk Milleti tüm dinlere inançlara kültürlere son derece saygı göstermiş adil davranmıştır.

Avrupa’daki bu ülkelerden gelip, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerine geçmişte ders vermeye kalkanlar önünde özür diler tavırlar takınanlar hatta onların gözüne girmeye çalışan onuru eksik kişilere artık bu milletin tahammülü kalmadığı için feraseti yüksek Türk Milleti geçmişten ders alarak uyanışa geçmiş, Avrupalı emperyalistlere karşı Devlet Başkanı liderliğinde milli duruş sergileyerek Avrupalı sözde insan hakları yalanlarıyla ülkemize ayar vermeyen çalışan Avrupalılara, geçmiş karanlık tarihlerini açıkça yüzlerine karşı gözlerinin içine bakarak kendilerine insan hakkı dersi vermeye başlamışlardır. İnsan hakları yalanlarıyla ülkelerin verimli kaynaklarına çöküp sömürenlere, Türkiye’nin Dünyada gelir düzeyi oranında göre en fazla insani yardımı yapan bir ülke olduğunu hatırlatmak gerek.
Batıdan gelen tehditlere aldırış etmeden, Ülkemizin milli menfaatlerine yeraltı zenginliklerine ulaşmada hiç çekinmeden özgüvenle sağlam adımlarla, ama en önemlisi bu adımları atabilecek yürekli kararlı cesaretli gönül ehli kendine ve milletine güvenen Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye kısa sürede dünyadaki yerini bulmaya başlamış gelişen dünya düzeninde en itibarlı ülkelerden biri olma yolunda, tüm engellemelere karşı azimli bir şekilde yoluna devam etmektedir.