Türkiye’nin ve Türkiye’de Kürk kökenli vatandaşlarımızın başına örülmek istenen bela ağının temelinde, her etnik grubun bir ulus olduğu ve her ulusun, siyasi bağımsızlığı olması gerektiği fikrinin yerleştirilmeye çalışılmasıdır.  

Mahutlar, oluşturulacak etnik gruplara göre, sosyal ve siyasi yapının da yeniden düzenlenmesi gerektiğini söylemekte, bu gafiller ve bölücüler niçin olmasın, bu zaten demokrasinin gereğidir diyerek gayri milli bir düşünceyle koroya katılmaktadırlar.

Bu sosyal ve siyasi yapının yeniden yapılanmasının nasıl olacağı üzerinde ciddi ve milli düşünceleri olmuyor, olmadı elbette; çünkü kurt bulanık havayı sever. Kesin olan, devletin bir kuruluş ilkesi olan üniter yapısını değiştirme isteğidir.

Bu etnik grupları hayatın her alanında, kendi siyasi emellerine payanda yapmak,  imanda, iradede, beklentilerde farklılığa dönüştürmeye uğraşmaktalar. Böylece insanlarımızı, günümüzün ortak siyasi ve toplumsal değerlerinden kopartmaya, ortak gelecek, milli ve manevi değerleri milli şuurumuzu yıkmaya çalışmaktadırlar.

Tüm farklı kültürler Türkiye’de Türk milleti olarak birlikte ayni hayat biçimini paylaşmaktadırlar; dini imanı ve kültürel farklılıklarıyla millet olmuş bu halk bu vatanını birlikte müdafaa etmiş, ülkesinin parçalanmaması için Çanakkale’de koyun koyuna yatmaktadırlar.

İçinde yaşadığımız toplumun kültürel farklıklarını suiistimal ederek gayri milli emelleri ve siyasi çıkarları uğruna propaganda yoluyla ülkenin ve milletin çıkarlarına olmayan konularda, ülkemizin aleyhinde hep kullanılmışlardır.

Bu tür kışkırtma ve ülkenin farklı kültürlere sahip taraflarını karşı karşıya getirme ve çatıştırma gayretleri, ülkemizde çok görüldü. Deneyleri yapıldı ve yaşandı. Ancak bu güne kadar da başarılamadı. Propaganda ile kullanmaya çalıştıkları kitleler genellikle, mali yetersizlik, adaletsiz paylaşım, kültürel eksiklik, başarısız adaletsiz modernleşme çabaları, dengesiz iktisadi gelişmeler, insanların iktisadi varlıkların ölçüsüzlüğü, gayri milli grupların amaçlarına doğru, bu kimlikleri itmektedir.

Büyük kentlerin varoşlarında, iktisadi güçten ve buna katlanabilecek inançtan yoksun, fakirlik, eğitim yetersizliği yalnızlığından ürken fert, kurtuluşu herhangi bir grupla özdeşleşerek, o grubun kimliği içinde kendisini gerçekleştirerek bulmaya çalışmaktadır. Bu da ülke aleyhine çalışan fitnelerin işine gelmekte bu kitleleri kendi amaçları doğrultusunda devlete karşı bilinçli olarak kullanmaktadırlar.

Ülke aleyhine çalışan gayri milli mahutlar, yürüttükleri propagandalarla, bu insanların dini yahut mesleki, fikri, gruplara katılmalarını, sivil toplum örgütlenmelerine girmelerini ve sosyalleşmelerini engelleyerek, etnik grup oluşumuna yönlendirmektedirler.

Büyük kentlerin yalnızlaşan soğuk ilişkilerinden rahatsız olan insanlar, grup içi sıcak, yakın ilişkilerin doyuruculuğunu ararken, mahutların propagandalarına kanarak katılabilmekte, onların emelleri ve fikriyatları doğrultusunda yönlendirilebilmektedirler.  

Ülkemiz üzerinde emelleri olan emperyalistler, Türkiye Cumhuriyetinin ilerlemesini etkileyebilmek için değişik yolları denemektedirler. Türk dünyasının ve Türkiye’nin gelişmesinin farkındadırlar. Türkiye’nin bu büyüklüğe yönelişinin yavaşlatılması istenmektedir.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes millet-i hakimedendir; siyasi ve sair bütün hukuki ve sosyal haklarında eşittir. Cumhuriyetin kurucu ilkesi budur. Türkiye’de yaşayan toplum “Milli Bir Bütün” olarak kabul edilmiştir. Bu propagandalarla amaçları, Türkiye’nin kuruluş ilkesini zaafa uğratmak, “Milli Bütünlük” anlayışını parçalamak, onu zora sokmanın en uygun yolu olacaktır. Yani bu fitnecilerin amacı devletin esasına helal getirmektir.

Bu ülke menfaatine olmayan gayri milli grup ve kitlelerin masun vatansever kürk kökenli vatandaşlarımızın ülke aleyhine kullanma gayretlerine karşı, bugün Türkiye’de kendisini Türk sayan ve inançla Türk milliyetçiliği yapan Kürt aydınları devletin üniter yapısına, ülkenin bağımsızlığına ve bölünmez bütünlüğüne sahip çıkarak, kendilerini vatansever Türk milletinin fertleri olarak, birlikte yaşama iradelerini ortaya koymuşlardır.

Bu sebeple ülkeyi parçalamaya, bu bölgeyi Türkiye topraklarından kopartmaya güçleri yetmeyecektir.

Emperyalistlerin ve onun uşaklığını yapan, onur, şeref ve haysiyet yoksunlarının hesapları da, aziz şehit kanlarıyla sulanmış bu mübarek topraklarda asla tutmadı tutmayacaktır.