Hepimiz ülke için kaygı duyduğumuz olumsuzluk ve sıkıntılı hallerde ilk söylediğimiz ‘Gidecek Başka Türkiye Yok’ sözü. Türk milletinin, milli düşünceye sahip vatanseverlerin sıkça dile getirdikleri bir ifadedir.

Türkiye toprağından başka sahiplenecek ve gidecek yerimizin olmadığı ifadesi; memlekete ve millete sevdalı ve ülkeye bağlılığını anlatan bir inanç duyurusudur. Türk Milleti dünyadaki tüm mazlumları kabul eder ancak, hiçbir millet maalesef Türk’ü kendi ülkesine kabul etmez.

 Gidecek Başka Türkiye Yok  kaygısı, toprağına, devletine, milletine, bayrağına, inancına, kültürüne ait hisseden her Türk insanın kaygılandığı ortak bir kaygıdır. Ben, devletim, milletim, bayrağım, inancın, kültürüm, gelecek neslim, milli ve manevi değerlerim ve vatanımın her zerre toprak parçası için, ne yapıyorum diye düşünmemiz gerekmiyor mu?

Bu cennet vatanda ileriye dönük güzel hayal kurmak, ülkenin müreffeh geleceği için güzel düşünmek, neden mümkün olmasın. Ülkemizde, milli olarak bildiğimiz gayri millilerin, ülkesi lehine olmayan, ülkesine yabancı tutum, davranışlarına ve söylemlerine her gün bir yenisi eklendiğine üzülerek şahit oluyoruz.

Ülkemiz için duyduğumuz kaygı verici sorular ve sorunları çözümsüzlüğe götüren kısır siyasi tartışmalar, ülkenin milli menfaatine olmayan eylem ve tutumlar, elbette Türk milletinin saygınlığına gölge düşürüyor.

Gazi bu konuda ne diyor:

“Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, ilk önce biz kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti; hissi, fikri ve fiili olarak bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır.

Millî mücadeleyi yapan, doğrudan doğruya milletin kendisidir; Milletin evlatlarıdır. Millî Mücadele’de şahsî hırs değil, millî izzeti nefs, gerçek saik olmuştur." Milletin fertleri olarak ülkem, kendim, ailem, milletim için neler yapabilirim, neleri yapmalıyım nasıl faydalı olabilirimi düşünüp konuşmalıyız. Ülkemizi çok seviyoruz. ‘Başka Türkiye Yok’ ‘Başka gidecek yerimiz yok’ diyoruz.

Millet olarak kendimize gelip, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmiyoruz. Başka Türkiye olmadığının gerçek anlam ve ruhunu ne şahsımıza ne başkalarına nede millete anlatabiliyoruz.

Avrupa’nın ülkemiz üzerinde emperyalist hesapları olduğunu bilmemize rağmen, ülkemizdeki yaşanmışlıklardan hiç ders almıyoruz. Emperyalistlerin ülkemiz içindeki işbirlikçileriyle, medya, siyaset, ekonomi ve kültürel olmak üzere tüm alanlarda ülkemizi içten parçalamak amacıyla, istihbarat faaliyetlerine hiç ara vermeden devam ettirdiklerini hepimiz çok iyi biliyoruz.

Ülkemizin milli kaynaklarla ilerlemesi, ülkenin muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için, milli vurgu yaparak “Başka Türkiye Yok” diyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ülkeye yaptığı hizmetleri değersizleştirmek için yapılan işlerden çok, Ülke aleyhine çalışan gayri milli emperyalist sözcülerinin sesinin daha yüksek çıktığını ülke basınından siyaset ve diğer ‘sözde aydın vatansever kesimin’ açıklamalarından izliyoruz.

Ülkemizde azımsanmayacak bir çoğunluğunda ülke menfaatine olmayan fikrin peşinden gidiyor olması; ülke olarak kendi kazdığımız kuyuya kendimiz düşmeye maalesef mecbur kalıyoruz. Ülkemizin kuyusunu kendi ülke vatandaşımıza kazdırıyorlar.

Yani, milli bildiğimiz emperyalistlerin hesabına çalışan gayri milliler kazıyor. Bizim kuyumuzu bize kazdırıyorlar! Ülkemizin Kurtuluş savasında ağır şartlardaki başarısı, milli, vatansever ve fakir halkın birliği millet olma inancı, tüm emperyalistler karşı amansız mücadelesinin bir sonucudur.

Bize emanet edilen bu topraklar, Allah’ın bize lütfettiği insan olma özelliğimizi öne çıkartarak, Bayrağımızı, vatanı ve toprağı namus ve şerefimizin timsali kabul ederek, ülkemiz için tüm teferruatları bir kenara bırakıp, atalarımızın kanlarıyla sulanarak bize miras bırakılan topraklarımızı birlikte savunalım.

Gerçek olan ‘Gidecek başka Türkiye yok.’ Bu milleti kabul edecek ‘Başka Türkiye yok ve gideceğimiz başka yer de yok’ sözünü adımız gibi unutmayalım; unutturmayalım. Vatansız, bayraksız, devletsiz, milletsiz, İnançsız kalmak istemiyorsak, namusumuzun, şerefimizin, haysiyetimizin aşağılanmasını, kirlenmesini istemiyorsak, elbette istemeyiz.

Bu al bayrak altında sahip olduğumuz değerlere sahip çıkalım. Geçmişte yaşananları, bugün yaşadıklarımızı ve gelecekte yaşayabileceklerimizin analizini iyi yaparak, vatanın bütünlüğü ve milletin birliği için hepimiz kendimize çeki düzen verelim.

Bu topraklarda gözü olan emperyalistlerin karanlık emelleri hiç bitmedi bitmeyecektir. Bizi zayıf bulup içimizdeki işbirlikçileriyle birlikte kendilerini güçlü hissettiklerinde, karanlık emellerini gerçekleştirmek için harekete geçmekten asla vazgeçmeyeceklerdir.

Ülkede yaşananlara bakınca, Allah’ın ülkemize bir lütfu olup yüzyılda bir kurtarıcı olarak gönderilen vatansever mili manevi değerlere bağlı, ülkesi için emperyalistlere karşı dik duran Türk milliyetçisi liderlerimizin çıkmasıdır. ülkemizin başında bu liderler olmasaydı, belki de çoktan emellerine ulaşmış olacaklardı.

Türkiyesiz kalmamak, özgür, bağımsız ve haysiyetli yaşamak için tüm farklılıkları bir kenara koyup birlik olalım. Bir olalım Türk yurdunda haysiyetimizle yaşayalım.