Aşk derdiyle deli olmuş hak aşıklarının ne hoş alemi vardır.

Onlar için dertte birdir, devada.

Böyle insanlar, sultan olmaktansa Hakkın visalini ümid eden dilenciler olmayı yeğ tutarlar.

Aşıklar durup dinlenmeden elem şarabı içerler.

Bu şarap nekadar acı da olsa sabr ederl, ses çıkarmazlar.

Şarap keyfinin arkası sıra humar derdi vardır. Gül padişahının yanında silaha davranmış silahı var. 

Dost elinden gelen acı şey, nası insana şeker gibi tatlı gelirse, Cenab-ı Hakkı anarak edilen sabır da insana acı gelmez.

Dostuna esir olan aşık, kemendinden kurtulmak istemez.

Aşıklar uzlet aleminin sultanıdırlar, fakat halk içinde dilencidirler.   

Onlar, menzilleri bilen, lakin izlerini kaybeden kılavuzlardır.

Onlar melamet çekerler yar'larının sarhoşlarıdırlar.Sarhoş deveye ise, yükü hafif gelir, daha çabuk götürürler.

Başkaları onların alemlerine nasıl yol bulabilirler?

Tabiatıyla bulamazlar, çünkü onlar, menzilleri bilen lakin izlerini kaybeden kılavuzdurlardır.

Onlar melamet çekerler, yar'larının sarhoşlarıdırlar. Sarhoş deveye ise, yükü hafif gelir, daha çabuk götürürü.

Başkaları onların alemlerine nasıl yol bulabilirler.Tabiatıyla bulamazlar çünkü onlar, zulmet içindeki ab-ı hayat gibidirler.

Onların içleri Mescidi Aksa gibş kubbelerle doludurlar.Fakat dış duvarlarını harap bir halde bırakmışlardır.

Aşıklar ipek böceği gibi üstlerini ipele örmez, pervaneler gibi kendilerini ateşe atıp, yanar, kavrulurlar. Sevdikleri yanlarındadır, lakin onları ararlar. Onlar dere kenarında oldukları halde dudakları susuzluktan kurumuş, çatlamıştır.

Su içmez, su içmeye muktedir değiller, demiyorum, Nil Nehrinin kıyısında bile bulunsalar içtikçe susuzlukları artar.

Şeyh Sadi Şirazi..