Konya'da 5 Şubat akşamı Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Caddesi Piri Reis Parkı'nda 32 yaşındaki Özgür Duran'ın 35 yaşındaki sevgilisi Ayşe Dırla'yı dövdüğünü gören 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Kadir Şeker, olaya engel olmak isterken çıkan arbedede Duran'ı bıçaklayarak öldürmüştü.

Tıp fakültesinde okumak için üniversite sınavına hazırlanan Şeker, 'kasten adam öldürme' suçundan yargılandığı 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen duruşmada önce ömür boyu hapse çarptırılmıştı. Bu ceza, suçun haksız tahrik altında işlendiği gerekçesiyle önce 15 yıla, Kadir Şeker'in duruşmadaki iyi hali de göz önünde bulundurularak 12,5 yıla indirilmişti.

Kadir Şeker’in yargılanmasında 'meşru müdafaa sınırının aşılması' hükmünün uygulanmamasını eleştiren avukatı, Konya Baro Başkanı Mustafa Aladağ, açıklama yaptı.

Aladağ şu ifadeleri kullandı:

- 'Yeni ceza kanununda yer alan bir hüküm var. Meşru müdafaa sınırının korku, panik, endişe ve heyecanla aşılması, diye. Ben bunu soruyorum. Olayımızda şartların tamamı var. Şimdi değil ne zaman uygulayacağız? Ya da hangi şart eksik de biz bu maddeyi değerlendirmeye almadık? 

- Bu noktada çekincelerimiz ve itirazlarımız var. Mahkeme kararını verdi. Biz de derhal gerekçeli kararla beraber istinaf mahkemesine taşıyacağız. Empati yapın, dedik. 'Kadir Şeker kasten bırakın bir insanı öldürmeyi bir canlıya zarar veremez' iddiasını savunuyorum, söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim. O nedenle öldürme kastı yok. 

- Olsa olsa yaralama olabilirdi, neticesi ölüm, bunun da hükümleri farklıydı. Eğer uygulansaydı Kadir, tahliye olacaktı. Dolayısıyla savunmamız, meşru müdafaa sınırının aşılması üzerinde yoğunluk kazanacak. Biz bunun için tüm şartların olayımızda var olduğunu düşünüyoruz.

- Bu davanın toplumsal boyutu var. Kamuoyunda Kadir’e yönelik müthiş bir destek var. Kamuoyunun beklentisi var. Vatandaşın isteği sadece Kadir’e adalet. Aksi halde tabi ki mahkemeyi yönlendirecek, baskı yapacak hiç kimse olamaz. Tarafsız, bağımsız hareket edilir. Bırakın husumeti hiç tanımadığı bir insana, bir kadın sesine yürüyen 20 yaşındaki bir delikanlıdan bahsediyoruz. Olaya bu çerçeveden bakmak gerekiyordu. Bu olayın ardından artık şunu söyleyebilir miyiz?

- ''Kadir’in her şeye rağmen sağlık durumu iyi. Üzüntülüyüz, kaygılıyız. Ama şunu lütfen bir yere not edelim. 'Kadir şimdi olsa ne yaparsın?' dedim. ‘Yine yardım ederdim’ diyor. Bu çok önemli bir cevap. Kadir’i tanımanız anlamında, Kadir’in anlaşılması anlamında çok önemli bir cevap. 

- Lütfen empati yapın. Kadir cani değil, Kadir katil değil. Israrla söylüyorum, sizlerin de tanımasını isterdim. İstinaf mahkemesinde bu savunmamız doğrultusunda en adil, en doğru kararın verileceğinin ümidini taşıyorum. Var gücümüzle mücadele edeceğiz. 'Yardım ederim, derken birini öldürürüm' anlaşılmasın. 

- Kadir diyor ki ‘Ben haksızlığa tahammül edemem’. Aktivist yetişiyor gençler. ‘Ben haksızlığa tahammül edemem. Kadın ya da erkek önemli değil’ diyor. Burada bir kadın vardı, önemliydi. Ülkenin temel sorunuydu. ‘Ben yine yardım ederim' diyor. Yaşadığı onca ıstırap ve acıya rağmen 'Ben yine o haksızlığı bertaraf etmek için elimden geleni yaparım' diyen 20 yaşında bir Kadir Şeker var.

Editör: Haber Merkezi