Ankara'nın Altındağ ilçesi Battalgazi Mahallesi'nde 10 Ağustos günü saat 21.30'da meydana gelen olayda, çocukluk arkadaşı olan Emirhan Yalçın ve Ali Yasin Ülger, Suriyeli Yahya Al Abdo (20) ve Almed Muhammed Abdo (16) ile tartışmış, Yahya Al Abdo, Emirhan Yalçın ve Ali Yasin Ülger'i bıçaklayarak kaçmıştı.

Hastaneye kaldırılan yaralılardan Emirhan Yalçın, hayatını kaybetmiş, gözaltına alınan Suriyeli Yahya Al Abdo ve Almed Muhammed Abdo ise sevk edildiği mahkemece 'tasarlayarak öldürme' suçundan tutuklanmıştı.

Hastanede tedavisi devam eden Ali Yasin Ülger, olayla ilgili açıklamalarda bulundu. İşte 18 yaşındaki gencin anlattıkları:

- 12 yıllık arkadaşım Emirhan ile o akşam parkta buluştuk. Her zamanki gibi çimenlerin üzerine oturduk. O gün yaptıklarımızı anlattık. 

- Emirhan’ın üniversiteyle ilgili hayalleri vardı, polis olmak istiyordu. Yaklaşık 45 dakika kadar oturduk. Hiçbir sorun yoktu. 
- Uzaktan küfür sesleri duymaya başladık. Oturduğumuz belli olduğu için aldırış etmedik. Çevremizde aileler vardı. Kendi ailemizin duyunca rahatsız olacağı şeyleri başkasının duymasını istemeyiz. Emirhan da 'Biraz sakin olun, arkada aileler var, küfürlü konuşmayın' diye uyardı. 

- Biz Suriyeli olduğunu bile anlamadık; çünkü o kadar güzel Türkçe küfürler edebiliyorlardı ki benden güzel Türkçe konuşabiliyorlardı. Bize, 'Sizin canınız kavga mı istiyor' diyerek başımıza dikildiler. Emirhan'ın ayağına tekme attılar. Tehditkâr sözler ettiler. Biz de ayağa kalktık.

- Arbede çıktı. Biraz geride kaldım, olayı ayırma taraftarıydım ancak fırsat bulamadım; Suriyeli arkadaş bıçağına yöneldi. Yerden bir taş aldım, gözünü korkutmak istedim. Rastgele vurmaya çalışıyormuş gibi taşı salladım. Kavga bitti sandık. 

- O bıçak kullanan arkadaş giderken tehdit etmeye devam etti. Biz de tepki verince kavga tekrar alevlendi. Emirhan yemiş olduğu darbelerin acısını hissetmeye başlayınca biraz daha geride kaldı. Sonra bıçak kullanan arkadaşla ben karşı karşıya geldim. Bana iki bıçak darbesi vurduktan sonra kaçtı. 

- Ben de bıçaklandığımı hissetmedim, koştum yakalamaya çalıştım. Vurduğu şeyin bıçak mı, yumruk mu olduğunu fark edemedim. Acı da hissetmiyorsunuz sadece biraz sıcaklık. Çocuğu yakalayamayacağımı anlayıp, arkamı döndüğümde Emirhan tişörtünü kaldırmış 'Ben bıçaklanmışım' dediğini duydum ve yere serildiğini gördüm. 

- O an hiçbir şey düşünmeden geri Emirhan'a döndüm. Emirhan'ın yarasına baskı uygulamak için tişörtümü çıkartırken kendim de yaralandığımı fark ettim.

- Emirhan'ı kardeşi gibi seviyordum. 'Sen düğün yapsan ben gelirim' diyordum. O bana anlatıyor, ben ona anlatıyordum. Sürekli aynı ortamdaydık. 

- Acımı tam yaşamadım. Şu an hastane odasındayım; bu kadar rahat konuşabiliyorsam acımı tam yaşayamadığımdan. Daha ne yaşadığımın farkında değilim. Yarın bir gün çıktığımda, o aileden birini gördüğümde, o balkonda onu göremediğimde yaşayacağım şeyleri ben bile tahmin edemiyorum. 

- Benimle Emirhan'ın ailesinin kurduğu cümleler çok fazlasıyla gündemde ama bunun siyaset malzemesi yapılmasını istemiyoruz. Tek istediğim 'kardeşim' dediğim insanı yeni kaybettim. Onlar da evlatlarını kaybetti. Tek isteğimiz şey, bizi rahat bıraksınlar, acımızı yaşayalım. Kardeşim gibiydi, çocukluktan beri ailesiyle yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi.