Yıllardan sonra ilk kez bu bayramda gazeteler çıkmadı.

Gazetelerin genel yayın müdürlerine sorarsan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle dağıtım yapamadıkları için bu kararı aldıklarını açıkladılar.

Oysa gerçek bambaşka.

Habertürk gazetesinin usta yazarı Fatih Altaylı, bunun nedenini açık açık yazdı. İşte bugünkü yazısından bölümler:

- Geçmişte, yani 1990’lardan önce günlük gazeteler bayram günlerinde çıkmazdı. Onun yerine her ilde Gazeteciler Cemiyetlerinin hazırladığı “Bayram Gazeteleri” yayınlanırdı.

- Gazetelerden biri teknik altyapısını ve matbaasını bedeli mukabilinde Cemiyet’e kiralar Cemiyet de emekli gazetecilerden ya da ekstra gelire ihtiyacı olan gazetecilerden oluşturduğu bir ekiple gazeteyi çıkarır, üç gün boyunca satardı.
Hem emekli ve zor durumdaki meslektaşlarımız üç beş kuruş gelir elde eder hem de Cemiyet’in kasasına üç beş kuruş girerdi.

- Okur için de ilginç olurdu. Aldığı gazetede Tamer’i, Kabaklı’yı ya da Pulur’u, Altan’ı asla okumayanlar hiç değilse senede iki kere karşı taraftan bir yazarı okuma fırsatı bulurlardı.

- Fakat yanlış hatırlamıyorsam 1991 yılında olmalı, Sabah Gazetesi öylesine borçlu ve gazetenin günlük gelirine öylesine muhtaçtı ki, aniden bir bayramda gazeteyi yayınlama kararı aldı.

- Önce bir kıyamet koptu. Fakat bir sonraki sene diğer gazeteler de bayram gazetesi gelirini ve tirajını tek başına Sabah’a bırakmamak için bayramlarda da yayına devam kararı aldılar. Bir gelenek böylece sona erdi.

- Bu kez gazeteler bayramda yayınlanmama kararı aldılar. Niye? Çünkü medyayı el birliği ile bitirdiler de ondan.

- Artık satış yok. Bugün artık toplam tiraj bundan 10 yıl öncesinin tek bir gazetesinin tirajına erişmiyor.

- Reklam geliri deseniz bazı gazetelere mecburiyetten verilen ilanlar dışında yok gibi.

- Çünkü gazetelerin saygınlığı yok, inanılırlığı yok, güvenen yok.

- Hal böyle olunca normal günlerde zor bela getir götürle bedava dağıtılan, kamu kuruluşlarına zorla satılan gazeteleri bayramda çıkarmanın hiç alemi yok. Bu yüzden bayramda gazete yok.

- Geleneğe de dönemedik. Çünkü artık bu işi yapacak bir Cemiyet ekibi de yok.

- Bu bayram sabahı kılınan sadece Bayram Namazı değil, aynı zamanda cinayete kurban giden Türk basınının cenaze namazı gibi sanki! Ne yapalım, kader. Söylenecek tek söz var. El Fatiha...