Türkiye günlerdir, Müslüme Yağal'ın ölümüne ağlıyor. 3 yaşındaki kız çocuğunun ölümü ile ilgili ortaya çıkan gerçekler ise kan donduruyor. Soruşturma kapsamında tutuklanan dedesi Hasan Yağal'ın biyolojik baba olduğu ileri sürüldü. Adli Tıp görevlilerince alınan DNA örneğinin bilinen babası ile değil, dede Hasan Yağal ile uyumlu çıktığı, kesin sonuç için raporun beklendiği belirtildi.

Yazarken insanlığımızdan utandığımız bu sapıklıkla ilgili Hasan Yağal'ın ise hakkındaki suçlamaları reddettiği bildirildi. Müslüme'nin boynundaki tükürük izinin sahibi olduğu tespit edilen Hasan Yağal'ın kendisini, "O benim torunum, öpmüşümdür" diyerek savunduğu iddia edildi.

Anne Selvi Yağal ifadesinde, kocası askerdeyken kayınpederi, Müslüme'nin dedesi Hasan Yağal'ın tecavüzüne uğradığını, Müslüme'nin ablasının da onun çocuğu olduğunu iddia etti. Savcılığın talimatıyla Müslüme'nin ablasının DNA'sı ile dede Hasan Yağal'dan alınan DNA'nın bire bir örtüştüğü anlaşıldı. Savcılıkta ifade veren anne Selvi Yağal'ın "Kocamın haberi yoktu, bizi korkuttu, bir şey diyemedik" diyerek, yaşanılan bu olayı anlattığı kaydedildi.

Böylesine büyük bir olay ile ilgili getirilen kapsamlı yayın yasağı da tartışma konusu olurken Mersin Barosu dün bir açıklama yaparak yayın yasağına uymayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını bildirdi. Baro'dan yapılan açıklamada "Müslüme davasının sağlıklı yürütülmesi, ailenin ve kardeşlerin toplumda rencide olmaması için basında yer alan haberlerin kaldırılması konusunda Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak başvurumuzu yapacağız. Gizlilik yasağına aykırı hareket eden ve bu eylemlerini yineleyen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağız" ifadeleri kullanıldı.

Editör: Haber Merkezi