Türkiye'de bu kadar zengin varmış meğer.

Dolaşın Ege'yi, Akdeniz'i şöyle bir, küçücük koylarda, köylerde yüzlerce tekne var.

İrili, ufaklı!

Dev gibi yatlar...

Boy boy yelkenliler...

Denizlerde gezseler bir şey değil.

Giriyorlar küçücük koylara, köylerin kıyılarına, günlerce kalıyorlar.

Köyünde vatandaş akşam yatıyor, sabah bir kalkıyor; burnunun ucuna kadar girmişler.

Örneğin Marmaris'in Selimiye köyü... Bu kadarcık yerde bu kadar tekne olur mu?

Her gün onlarcası geliyor, onlarcası gidiyor.

At demiri, çek demiri. Denizin altı üstüne geliyor.

Denizdeki canlıların ne yuvası kalıyor, ne yaşam alanı.

İşte bir deniz kaplumbağası.

Kimbilir hangi sürat motorunun pervanesi çarptı!

Yaralanmış. Şoka girmiş. Hareketsiz duruyor.

Kurtarıldı mı, öldü mü? Bilmiyorum. Dalyan'daki kamplumbağa bakım merkezinden gelip ambülansla aldılar ama, sonunun ne olduğunu öğrenemedim.

Yüz yıl yaşayacakken, denizdeki dengeyi koruyacakken, deniz magandalarının kurbanı oldu.

Hele bir de kıyıya kadar yanaşıp da günlerce hatta aylarca kalan tekneler, yatlar var ki...

Milyonlarca dolara tekne almış adam, marinaya çekip de bir kaç bin lira vermemek için 3 ay aynı yerde kalıyor.

Kiminin içinden çıkan sürat motorları da cabası.

Denizde kim var, birisi kıyıda yüzüyor mu, bakmıyor bile.

Arkadaş; madem teknen var. Git gez. Açık denizler senin. Issız koylarda gecele, sabahla, ne yaparsan yap.

Küçük köylerde, evlerin dibinde, 3 günlüğüne tatile gelip yüzmek isteyenlerin üstünde ne işin var?

Denizde yüzerken bir bakmışın önünden kıyıya çok yakın geçen bir tekne! Sanki yüzen bir insanı ilk kez görüyorlarmış, sirkteki bir canlıyı izliyorlarmış gibi sana baka baka kıyıdan kıyıdan geziyorlar, sonra da demiri atıyorlar.

Yüzerken dikkat etmezsen kafanı bir tekneye çarpabilirsin; o derece yani!

Eskiden tekneciler yazılı olmayan kurallarına harfiyen uyarlar, denizdeki canlılara ve kıyılarda köylerde yaşayanlara saygılı olurlardı, karşılığında da aynı saygıyı görürlerdi.

Maalesef bu mazide kalmış artık.

Şimdiki resmen magandalık!

Hepsi değil tabi, istisnaları ayırıyorum.

Ama denizdeki canlılar, kıyılarda yaşayan insanlar adına bu rezilliğe bir son verilmesini istiyorum.

Yine gezin, tozun dev gibi teknelerinizle ama... Hiç değilse yaşam alanlarına, köylere girerken teknelerinizi açığa demirleyip arkalarındaki botlarınızla gelin.

Yoksa kıyıdaki insanlara, köylerde yaşayan vatandaşlara, pancar motorlu teknesiyle balık avlamaya çalışanlara hava attığınızı sanıyorsunuz ama...

Aslında rezil oluyorsunuz! Ayıplanıyorsunuz! Sevilmiyorsunuz!

Ve canlıları katlediyorsunuz. Tıpkı şu kaplumbağaya yaptığınız gibi!

Koylarımızı bitiriyorsunuz.
 

Editör: Haber Merkezi