Elmalı davasında çocukların avukatı Yusuf Tuğbay Öner, medyada yankı bulan iddialarla ilgili konuştu. Babaanne ile ilgili iddialarla ilgili konuşan avukat, iddiaları reddederek gelini cezaevine girdiğinde dahi para yolladığını ve bu iddiaları duyduğunda babaannenin şoka girdiğini söyledi. Cumhuriyet gazetesine konuşan avukat şunları söyledi:

BİZE SOSYAL MEDYADA YAPILAN HATALARDAN VE NEDEN YAPILMAMASI GEREKTİĞİNDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

'Davanın tarafları ve avukatları bilir dosyada olup bitenleri ve yaşananları. Bilme yetkisi mahkemede, savcılıkta, avukatlarda ve konuya tanık olan şahıslardadır. Davanın tamamını bilmeden, herkes bulduğu herhangi bir öğeyi davanın bir parçasıymış gibi sunarsa, yanlış anlaşılmalar meydana gelir. İstenmeyen bir karmaşa oluşur. Kimler bunları yaptı ve sızdırdı bilmiyoruz. Bu davalar o kadar etkileşime açık ki. Ve bu davada mevcut bir bilgi kirliliği var. Bütün dosyalarda bu şekilde yanlışlıklar meydana gelebiliyor.'

SOSYAL MEDYADA YAPILAN ETKİ, DAVAYLA İLGİLİ ÇIKACAK KARARA ETKİ EDEBILIR Mİ?

'Kararı verecek olan Türk milleti değildir, mahkemelerdir. Mahkemeler, Türk milleti adına karar verir. Mahkemelerin bu tür olaylardan etkileneceğini sanmıyorum.'

Özellikle bu davada birçok bilgi dolaşıyor. Öncelikle bir görsel dolaştı, sonrasında da bir ses kaydı ve mektubun ortaya çıktığı iddia edildi. Bu veriler nereden elde ediliyor?

'Bu çizimler yeni değil, ilk aşamalardan beri var. Yayınlanan veriler çocukların ifşasına kadar gitti. Unutulma hakkı diye bir hak var. Başına kötü bir olay gelen bir insan, geçmişteki o haliyle hatırlanmak istemez. Bu hak, ihlal ediliyor. Bu iki çocuk büyüyecek, evlenecek, çocukları olacak. Çocukların bütün menfaatlerini bizim düşünmemiz gerekiyor. Özellikle çocuğa yönelik cinsel istismar davalarında gizliliğe dikkat edilmesi gerekiyor. Medya, kalıpsal ifadelerle böyle bir davanın olduğunu yansıtıp belirli bilgileri iletebilir ama dosya içeriğindeki bilgileri yayamazsınız. Çocukların bilgilerini açık bir şekilde bildiren raporları gösteremezsiniz. Bu saçmalıktan öte bir şey olamaz. Bu çocuğa yapabileceğiniz en büyük zararlardan bir tanesidir. Gitmişler sanıklarla röportaj yapmışlar. Bunu doğru bulmadık. Mahkeme ortamı mı burası? Ben avukatları olarak bir kere bile konuşmadım, çünkü çocukların üstün yararını düşünüyoruz. Ama iş çığrından çıktı. Karşı tarafın savunma sınırını aştıklarını söylemem gerekiyor. Artık açıklama getirmek gerekiyor ama bu açıklamalarda bile dosyaları ifşalayamazsınız. Dolaşan bu mektup bu dosyaya ait değil. Davalar birbirine karışıyor resmen.'

TÜM BU DAVA SÜRECİNDE ÖZ BABA HANGI KONUMDA?

'Öz baba bu dosyaya, savcılık görüşmeye çağırana kadar tam anlamıyla hakim değildi. Dava sürecinde öz baba her daim çocuklarının yanında durdu. Bütün duruşmalara katıldı. Sürekli çocukları ile ilgileniyor. Kendisine bir anda her şeyi açıklamadık, süreç içerisinde ufak ufak bilgilendirdik. Ayrıca karşı taraf bir de babaannenin çocukları yönlendirdiğini söylüyor. Böyle bir itham olabilir mi? Karşı taraf kendisini halk önünde korumak adına bu iftirayı atıyor, bir çocuğa bu resimleri ve ithamları ezberletemezsiniz. Babaanne bu iddialardan sonra şoka girdi, kaç ay kendine gelemedi. Babaannenin çocukları yönlendirme gibi bir durumu mümkün değil. Babaanne, öz anneye cezaevine girdiğinde harçlık gönderen bir kadın. Sanık M.A. eski kaynanasından hediyeler aldı evlendiğinde. Çocukların öz annesi ve üvey babaları ile evlendiklerinde, babaanne çeyiz gönderdi. Anne de sosyal medyadan birçok kez teşekkür etmiş, bunların hepsi sosyal medya hesaplarında ve yazışmalarda mevcut fakat biz bu yazışmaları dosyaya koyduğumuzda, hesaplarını kapattılar.

Babaanne her zaman eski gelinine destek olmuşken, şimdi ne oldu? Neden böyle bir savunma yapılıyor? Aslında çok şaşırılacak bir durum değil. Fakat neden bir insan durduk yere başka bir insana istismar etiketi yapıştırsın? Çocuklar zaten kendilerini huzurlu hissettikleri zaman, yani babaannenin yanına gittiklerinde istismarı anlatmaya başlıyorlar. Güvende olduklarını anladıklarını babaanneye olayları anlatmaya başlıyorlar. Babaanne çocukları yıkamaya başladığında sağlarında sollarında morluklar görüyor. Çocuklar yıkanma esnasında farklı tepkiler veriyorlar ve anlatımlarını geliştirdiklerinde süreç başlıyor. Bunları size bir çocuk anlatsa siz ne yaparsınız? Hepimiz çocukluk yaşadık, eğer kendimizden hatırlarsak, bu yaşlarda böyle şeyleri hayal bile edemeyeceğimizi bilmemiz gerekir.  Yargılamanın başında bana geldi babaanne: 'Bunun hesabını sormak istiyorum, bilmek istiyorum.' dedi.

Çocukların bir denetimden geçmesi gerektiğini düşündükten sonra hem babaanne hem de çocuklar için psikiyatr randevusu aldık. Randevudan sonra psikiyatristler sözlü olarak çocuklar için ''Ağır travma altındalar, anlattıklarına güvenilebilir. Derhal savcılığa müracaat edin'  ifadelerini kullandı. Çocukların anlatımlarında hiçbir eksiklik yok. En başından sonuna kadar aynı anlatım var. Bir çelişki asla yok.'

TAHLİYE KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

'Mahkemenin tahliyeyle ilgili bizlere ilettiği herhangi bir açıklaması yok. Duruşma beş dakika sürdü ve tahliye edildiler. Ayrıca çocukların velayeti ile ilgili birçok dava açıldı. Bu davalarda da çocukların sosyal durumları ile ilgili raporlar dosyaların arasına girdi. Bu sanıklar duruşmadan iki gün önce babaanenin yaşadığı bölgeye geldiler. Ekmek almaya giden büyük çocuğu kaçırmaya çalıştılar. Ve çocuk 'tecavüzcüler geldi' diye bağırdıktan sonra etrafında insanlar toplandı ve çocuğu kurtardılar. Bu konuya ilişkin şikayetimiz de savcılıkta mevcut. Ya tehdit edeceklerdi, ya susturacaklardı ya da alıp götüreceklerdi çocuğu. Neden geliyorlar? Bu gelişin amacı nedir? Şu an bir bulanıklık var bu davayla ilgili. Karşı taraf bir şey söylüyor, sonra başkası konuşuyor. Olayı magazinleştirmeye gerek yok.'

ŞU AN NE YAPILMASI GEREKTİĞINİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

'Burada karar verecek olan Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkemeleridir. Evrak paylaşma, karşı tarafla görüşme gibi davranışlar suyu daha da kirletmektedir. Evrakların, raporların paylaşılması; karşı taraf ile görüşülmesi gibi davranışlar suyu bulandırmıştır. Bu tarz davranışlar davaya zarar verir. Yargıya intikal etmiş bir olayın içeriği, yargı sınırları içerisinde kalmalıdır. Fakat ne yazık ki ne yazık ki sanık anne çocuklarını ifşa etmiştir! Çocukların raporları alenen paylaşılmıştır ve bu durum güvenlik zaafiyeti oluşturmaktadır. Ceza davası süresince çocuklar babaannede kaldı ve raporlarda çocukların babaannede kalması uygun görüldü. Aynı zamanda çocuklar sürekli olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın denetimi altındaydılar. Ancak gelinen noktada çocukların bakanlıkça teslim alınmasını normal karşılıyor ve doğru buluyoruz. Dava sonlandığında çocukların, öz babanın ve babaannenin isimlerinin ve TC kimlik numaralarının değişmesi için mahkemeye talepte bulunacağız. Ve tekrardan belirtmek isterim ki, sosyal medyada Elmalı Davası ile ilgili paylaşılan ses kaydı ve mektup, bizim davamıza ait değildir.'

Editör: Haber Merkezi