Öğrencilik yıllarında ailesinin de desteğiyle kemençe çalmayı öğrenen lise mezunu Karaca, kısa sürede müzik yeteneğiyle ön plana çıktı. İlerleyen zamanlarda Karadeniz'in yanı sıra batı ve halk müziği eserlerine de ses vermeyi öğrenen Karaca, bu süreçte yerelde belirli kişi ve kurumlardan eğitimler alarak kendini geliştirdi.

Dört yıl önce ilgili yerlerden izin alarak yeteneğini sokakta da göstermeye başlayan Karaca, Uzunkum Caddesi ile Bülent Ecevit Parkı'nda kemençesiyle haftanın belirli günlerinde konser vererek, kemençenin büyülü sesini müzikseverlere dinletiyor.

Bazı müzikseverler de Karaca'yı yalnız bırakmayarak şarkılara eşlik ediyor.

"Benim için bu işin saati yok"

Furkan Karaca, AA muhabirine, sokakta insanlar arasında kemençesiyle tanındığını söyledi.

İnsanların kendisini benimsediğini belirten Karaca, "Zamanla kafeler, düğünler ve festivallerde sahne almaya başladım. İnsanları eğlendirebilmek, insanlara o huzuru verebilmek benim için çok önemli oldu. İlçede bir yerden kemençe sesi geldiğinde 'Furkan çalıyor.' diyorlar, bu beni çok mutlu ediyor. Kemençe benim için bir yaşam felsefesi olduğu gibi 'üç tel bir ömür'den ibaret." diye konuştu.

Karaca, kemençenin çok detaylı bir enstrüman olduğunu, çeşitli müzik türlerinde birçok eserin kemençeyle seslendirilebildiğini kaydetti.

Sokak müzisyenliğinin kendi içerisinde bazı kuralları olduğunu dile getiren Karaca, caddelerde müzik yapanların vatandaşları rahatsız etmeme konusunda dikkatli olması gerektiğini anlattı.

Karaca, kemençe çalmayı çok sevdiğini ifade ederek, "Benim için bu işin saati yok, bir saat, iki saat fark etmiyor. İnsanlar ne zaman dağılırsa benim için o zaman müzik bitiyor. Sokaklarda kemençe çalarken hem kendimi hem de çevremdeki insanları eğlendiriyorum." dedi.

Kemençe çalarak elde ettiği gelirle aile bütçesine katkıda bulunduğunu bildiren Karaca, işini en iyi şekilde yapmaya çalıştığını, kemençesiyle çaldığı eserlerini daha fazla kişiye ulaştırmak istediğini sözlerine ekledi.