Ey dar u diyarından ayrılmış olan! Karalığı ile meşhur olan karga gagası mı, yoksa sendeki bu ıstıraplı gurbet hali mi daha karadır?
Nasıl kararmaz o adamın hali ki akraba ve dostlarından uzaktır. Nasıl ağarmaz saçı sakalı o kimsenin ki, ana ve babasından ayrı düşmüştür.
Garip, galip olmaz. Çünkü kimseden destek göremez. Gurbette olan adam bir vakit olsun izzet ve istirahat yastığına dayanamaz.
Yüzü daima horluk ve zillet tozu toprağı içindedir. Sırf kendisine gezmiş, güngörmüş, tecrübeli, cesur bir adam dedirtmek için vatanından cüda düşüp işine gücüne, evladına, iyaline hasret kalmaya, memleketten memlekete gezerek yolculukların dağların ve çöllerin kendisini böyle mihnetten mihnete atmasına rıza gösteren kimse akıl ve basiret sahibinden addolunamaz.
Evet, gurbet keder olmasa bir nevi idmandır ve seyahat kazanca sebeptir.
Ne var ki insanı mihnetlere giriftar eder. Fakat fi sebilillah gaza etmek veyahut Cenabı Hüda’nın Beytini ve Hak Celle ve Ala’nın Resuli Zişanının (SAV) kabrini ziyaret ve haccetmek üzere Allah yolunda hacir olarak yollara düşenlerin alnında izzet ve saadet nuru parıldar.
Onlar ne mesud yolculardır... (Şeyh Sadi Şirazi)
*
KANAATIN GÜZELLİĞİ:

Hırs öyle bir şeydir ki sahibinin derisini yüzer, ırz ve namus kumaşını makas gibi keser.
Allah'a yemin ederim! Kanaat insanı en yüce talihe yükselttiği gibi, hırs da en fena bir tamah hastalığına daldırır.
Kanaat fakiri zengin gibi gösterir. Haris zenginin mala, paraya saldırması ise onu fakir bir dilenci sandırır. O halde harisler hırs ve tamaha meyl ve rağbet ettikçe sen ondan sabun ile elbiseni yıkamaya bak. Hırs ve tamahtan temizlenmek bütün pisliklerden temizlenmek demektir.