Koronavirüs dünyayı kasıp kavuruyor. Pandemi tüm şiddetiyle devam ediyor.

Elbette herkes etkilendi bundan. Kadınlar, erkekler, küçükler, büyükler... 

Ekonomileri de vurdu pandemi. Çok insan da işini kaybetti.

Yapılan bir araştırmaya göre pandemi en çok ev kadınlarını vurdu.

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sibel Kalaycıoğlu ile yaptığı görüşmeyi bugünkü köşesinde okurlarına aktarırken, derneğin TÜBİTAK için yaptıkları ancak henüz raporlamasını tamamlamadıkları pandemi çalışmasının taslak sonuçlarını duyurdu.

Sarıkaya şöyle devam etti:

Araştırmayı İstanbul’un farklı semtlerinde gerçekleştirmişler ve daha önce deprem ile ilgili yaptıkları araştırmaya benzer sonuçlar elde etmişler…

“Aslında bizi şaşırtmadı, her ikisi de sonuçta afet” tespitini yaptı, Gençlik Çalışması’nın da benzer sonuçları önlerine koyduğunu söyledi.

Pandemi Çalışmasına göre süreçten en fazla kadınların etkilenmesinin temel nedeni, bin bir emek ile elde ettiklerini bir anda elinden alıp, “geleneksek rolüne” dönüşünü hızlandırmış olması.

Çünkü elde ettiği ekonomik özgürlük pandemi ile birlikte işyerinden ilk çıkarılan olmasına yol açmış…

“Kocan var sana bakar” denilip, evine yollanmış.

Eve geldiğinde karşılaştığı tablo daha da ağır…

Çünkü daha önce bakıcı aracılığıyla üzerinden attığı evdeki sorunu, salgın nedeniyle tekrar üstlenmek zorunda kalmış; neden de bakıcı kadının koronavirüsü eve taşıyacağı kaygısıyla gelmesini engellemeleri.

Üzerindeki yük bununla da kalmamış, bir de uzaktan eğitim dolayısıyla çocuğun eğitim sorumluluğu binmiş, sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle bir de oyun arkadaşı olması gerekmiş.

Okul sosyolizasyonuna göre çok kötü olan ev hali de cabası…

Özellikle bilgisayar kullanımı ve uzaktan eğitim yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmayan, zaten eğitimi de bulunmayan kadınların durumu içinden çıkılmaz hale gelmiş.

Salgın seli, evin aşçısı, temizlikçisi, bakıcısı, öğretmeni, okul arkadaşı da dahil bulduğu tüm olumsuz rolleri üstüne boca etmiş.

Burada da kalmamış, salgın sokağa çıkma yasakları nedeniyle de bir başka darbe yemiş…

Evde insanların sürekli yüz yüze kalmış olmasının yarattığı bıkkınlık ev içi kavgaları başına patlamış.

Herkesin hıncını ve can sıkıntısını çıkardığı kum torbasına dönüşmüş…

Bütün yüklere karşın, kadınlar kazanılmış çalışma hakkını elinden kaptırmış olmanın bunalımını daha fazla hisseden, canı buna daha fazla sıkılan tutum sergilemiş.

Prof. Dr. Kalaycıoğlu’na risk algısının en çok nerede oluştuğunu sorduğumda, “ekonomi en üst sırada” yanıtını verdi.

Özellikle orta ve alt gelir gruplarında, koronavirüs kapıp yaşamının sıkıntıya girmesinden çok, geçiminin kötüleşecek olması öne çıkmış.

Prof. Dr. Kalaycıoğlu, “Kocan var nasıl olsa sana bakar diye işten ilk çıkarılan olmanın da verdiği öfke var” deyip ekledi:

“Çalışma göstermiş ki insanlar hasta olacağından daha çok, ekonomik durumunun kötüleşmesinin riskiyle ilgilenme yoluna gidiyor…”