İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 1 kişinin yaşamını yitirdiği 6.1 büyüklüğündeki deprem ile 28 Eylül’de Kütahya Simav’da meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki sarsıntının ardından bölgede önemli değerlendirmelerde bulundu. Uzman isim, bu depremlerin Simav Fay Zonu’nda yeni hareketliliklere yol açtığını vurgulayarak, bölgede birkaç ay sürebilecek “deprem fırtınası” uyarısında bulundu.
Simav Fay Zonu Büyük Risk Taşıyor
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 200 kilometre uzunluğa sahip olan Simav Fay Zonu’nun geçmişte yıkıcı depremlere neden olduğunu hatırlattı. 1970 yılında aynı zon üzerinde 7.2 büyüklüğündeki Gediz depreminin yaşandığını anımsatan Sözbilir, benzer sarsıntıların tekrarlanma ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.
Sındırgı’daki depremin ardından bölgede 12 bin artçı sarsıntının kaydedildiğini belirten uzman, Simav’da meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki depremin ardından da 500’den fazla artçının yaşandığını söyledi. Bu tablo, fay hattında enerjinin birikmeye devam ettiğinin işareti olarak yorumlandı.
“Deprem Fırtınası Aylarca Devam Edebilir”
Son yaşanan depremlerin fay zonundaki ölü fayları yeniden harekete geçirdiğini dile getiren Sözbilir, 2011’de Naşa yakınlarında meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremin de bu süreci tetiklediğini kaydetti. Fay hattında doğudan batıya doğru enerji transferi olduğuna dikkat çeken uzman, bu hareketliliğin farklı bölgelerde yeni sarsıntılara yol açabileceğini ifade etti.
“Büyük depremler beklemiyoruz” diyen Sözbilir, önümüzdeki birkaç ay boyunca Sındırgı ve Simav çevresinde 4 ila 4.5 büyüklüğünde çok sayıda artçı deprem yaşanmasının olası olduğunu, bunun da bir “deprem fırtınası” süreci anlamına geldiğini belirtti.
“Her Bölgeye Deprem Enstitüsü Kurulmalı”
Türkiye’nin deprem ülkesi olduğuna vurgu yapan Sözbilir, uzman sayısındaki yetersizliğe dikkat çekti. Yer bilimlerinde çalışan bilim insanlarının sayısının az olmasının büyük bir eksiklik yarattığını belirten uzman, Kandilli benzeri enstitülerin Anadolu’nun farklı bölgelerinde kurulması gerektiğini söyledi.
Bu sayede hem depremlerin daha sağlıklı şekilde incelenebileceğini hem de deprem risklerini azaltmaya yönelik daha fazla uzman yetiştirilebileceğini dile getiren Sözbilir, “Deprem gibi milli güvenlik meselesi haline gelen bir konuda bilimsel altyapımızı güçlendirmemiz şart” ifadelerini kullandı.
