İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, pazar gecesi görevinden istifa ettiğini açıklamıştı.

Ancak daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, istifayı kabul etmemiş, Soylu da görevinde kaldığını belirtmişti.

Bu sırada özellikle AK Partililerden büyük destek gören Soylu için rekor sayısa tweet atılmış, bazı vatandaşlar da görevinde kalması için sokağa çıkmışlardı.

Süleyman Soylu için bugün Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan'dan bir eleştiri yazısı geldi.

Kaplan'ın yazısı özetle şöyle:

Sokağa çıkma yasağı kararının duyurulmasıyla başladı her şey.
İçişleri Bakanlığı rakamlarına göre 250.000 kişi sokağa akın etti. Fırınların ve eczanelerin açık olacağı gibi bilgileri içeren genelgenin, kararın ilanından sonra duyurulmasının bunda elbette etkisi büyük oldu.
(...)
Herhalükârda vaka sayısı ilk kez azalma eğilimine girmişken, bundan bir hafta sonra farklı bir tabloyla karşı karşıya gelmemize vesile olacak kara bir geceydi.

Fakat pazar akşamı, yasağın bitmesine saatler kala bambaşka bir gelişme gündeme damgasını vurdu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından istifa ettiğini duyurdu.

Metni okuduktan sonra attığım tweette, "'Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın'" ifadesinden istifanın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunulmadan duyurulduğu anlamı çıkıyorsa, terör örgütleriyle mücadelesi hafızamıza kazınan başarılı bir bakanımızın zorlu bir kriz sürecinde görevi bırakmaması gerektiği kanaatindeyim" demiş ve PKK'lılar ile FETÖ'cülerin nasıl bayram ettiğine dikkat çekmiştim.
(...)
Ama eli kalem tutan çoğunluğun ölü taklidi yaptığı o gece konuşmuş biri olarak bugün de şunu belirtmezsem eksik kalır. Milletin gerçek anlamda canıyla uğraştığı, terör örgütlerinin erketeye yattığı bir dönemde, doğru dürüst uyku uyumadan binbir dertle uğraşan Cumhurbaşkanımızın onayı olmadan bu istifayı ilan etmek ne kadar doğruydu? Bu, ona haksızlık sayılmaz mı? Cepheyi bırakarak çekip gitmek, kimlerin işine yarardı?

Soylu, mücadeleci olduğu kadar duygusal bir Trabzonlu; eyvallah. Fakat Hadi Özışık'ın dediğine göre Davutoğlu döneminde de iki kez istifaya kalkışmış. 2018'de de helallik istediği konuşmasıyla yine istifa söylentilerine sebep olmuştu. Pazar gecesi de anlaşıldı ki Soylu'dan milletin beklentisi bundan sonra hangi sebeple yorulmuş olsa da liderinin işaret ettiği istikâmetten ayrılmaması, onun iradesini hiçe saymamasıdır.

Bir sözüm de iyot gibi açıkta kalan fitnecilere... En başta da Soylu'nun teşkilat başkanı olduğu dönemden itibaren onun ayağını kaydırmaya çalışan, daha geçen hafta yardımcısı Soylu'nun istifasını isteyen Davutoğlu'cu trollere... Siz kafanızı cüzdanın olduğu yere döndürmeye alışık olabilirsiniz. Ama pazar gecesi birden başımıza "Soylu'cu" kesilerek ayar vermeye kalktığınızı da şutlandığınız partide nifak çıkarmaya çalıştığınızı da not ettim. İsterim ki AK Parti umurlarındaymış gibi davranan, ilk andan itibaren "AK Parti karıştı" diye gevşekçe sırıtarak yorumlar yapan bu Erdoğan düşmanlarını okurlarım da not etsin.

Editör: Haber Merkezi