Resulullah sav Efendimiz, Miraçta bir topluluğa uğradılar ve gördüler ki onların dudakları deve dudağı gibi.
Bir takım vazifeli  memurlar da  onların dudaklarını kesip ağızlarına taş koyuyor. 
Ey Cibril! Bunlar kimlerdir ? diye sordu. Cebrail, şu cevabı verdi: ''Bunlar, dünyada haksız yere  yetim malı yiyenlerdir cevabını verdi. (Taberi)

Yüce Rabbimiz, ayeti kerimede insanlığı şöyle ikaz ediyor: ''Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler, şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir.'' (Nisa; 10)
Buradan hareketle öğreniyoruz ki Rabbimizi hoşnut edecek en güzel davranışlardan biri de yetime kol kanat germektir.
Onlar bize ilahi birer emanettir. Bu emanete sahip çıkmak da ancak dünyevi ihtiyaçlarınızı gönderdiğimiz gibi,  gönül duvarlarını da imar etmekle
gerçekleşecektir.
Efendimiz sav yine miraçta rastladığı bir topluluğun bakırdan tırnakla yüzlerini ve göğüslerini tırmaladıklarını gördü. Bunların kimler olduğunu
Cebraile sorunca, o şöyle cevapladı: ''Bunlar gıybet gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve namuslarıyla oynayanlardır. (Ebu Davud)
Yüce Rabbimiz, müminlerin vasıflarını zikrederken, onların boş ve faydasız şeylerden yüz çevirdiklerini bildiriyor. (Müminun; 3)
Efendimiz de sav bir hadisi şerifinde mü'mini şöyle tarif ediyor: ''Mü'min, ırza, namusa dil uzatan, lanet eden, çirkin işler yapan, edepsiz konuşan
kimse değildir''.
Dilimiz daim rahmet lisanı olacak. Ya hayır söyleyeceğiz, ya da susacağız.

BİR HADİS:

Sizin en hayırlınız, hanımlarına karşı en hayırlı olanlarınızdır. (İbn. Mace)

BİR AYET:

Rabbimiz, Biz iman ettik, bizi affet, bize acı' Sen merhametlilerin en üstünüsün: (Müminun; 23/ 109)