Gezi Direnişi soruşturması kapsamında tutuklanan menajer Ayşe Barım davasında, yeni bir iddia mahkeme sürecini hareketlendirdi. Barım’ı, 2013’teki Gezi Parkı protestolarına sanatçıları yönlendirmekle suçlayan bir ihbarın, dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sabıkalı Sedat Gül tarafından yapıldığı öne sürüldü. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, bu ihbarın kaynağı ve içeriği, yargılama sürecinin güvenilirliği açısından sorgulanmaya başlandı.
Ayşe Barım, 24 Ocak’ta “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme” suçlamasıyla gözaltına alındı ve 27 Ocak’ta tutuklandı. İddialar, Barım’ın sahibi olduğu ID İletişim şirketi üzerinden sanatçıları Gezi protestolarına katılmaya yönlendirdiği ve eylemlerin planlayıcılarından olduğu yönünde. Ancak, Sedat Gül’ün ihbarının ortaya çıkması, suçlamaların dayanaklarına yönelik tartışmaları alevlendirdi.
Sedat Gül Kimdir?
Sedat Gül, emniyet kayıtlarına göre resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve Türk Ticaret Kanunu’na muhalefet suçlarından adli işlem görmüş bir kişi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Barım davasında mahkemeye ulaşan ihbarın kaynağını araştırmak için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden ihbarcının kimlik bilgilerini talep etti. Yapılan inceleme, ihbarın Sedat Gül tarafından yapıldığını doğruladı. Gül’ün sabıka kaydı, ihbarın güvenilirliğini sorgulatan temel unsur olarak mahkeme gündemine oturdu. Gül’ün geçmişi, ihbarın kişisel bir çıkar veya manipülasyon amacı taşıyabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Mahkeme, Gül’ün ihbarındaki iddiaların doğruluğunu ve motivasyonunu araştırmak için ek incelemeler başlattı.
İhbarın İçeriği ve Barım’a Yönelik Suçlamalar
7 Temmuz’daki duruşma öncesinde mahkemeye ulaşan ihbar mesajı, Ayşe Barım’ın ekonomik ve toplumsal istikrarı tehdit eden yapılarla bağlantılı olduğu iddiasını içeriyor. İhbarda, Barım’ın ID İletişim üzerinden sanatçıları Gezi Parkı protestolarına yönlendirdiği, eylemlerin organizasyonunda rol aldığı ve protestoların finansmanına katkıda bulunduğu öne sürülüyor. Savcılık, Barım’ın Gezi Parkı davası sanıklarından Osman Kavala, Çiğdem Mater ve Mehmet Ali Alabora ile yoğun iletişimde olduğunu ve 29 Mayıs-2 Haziran 2013 tarihleri arasında sanatçıları protestolara katılmaya teşvik ettiğini iddia ediyor. Barım ise savcılık ve hakimlik ifadelerinde bu suçlamaları reddederek, sanatçıların kendi iradeleriyle hareket ettiğini ve herhangi bir organizasyona katılmadığını belirtti. İhbarın Sedat Gül’den gelmesi, bu iddiaların delil niteliğini tartışmalı hale getirdi.
Davanın Seyri ve Hukuki Süreç
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım hakkında yazılı ve görsel medyada yer alan iddiaları ihbar kabul ederek soruşturmayı başlattı. Barım, 24 Ocak’ta gözaltına alındı ve evinde yapılan aramaların ardından 27 Ocak’ta tutuklandı. Savcılık, Barım’ın Gezi Parkı protestolarını planlayan isimlerden biri olduğunu ve sanatçıları yönlendirdiğini savunuyor. Ancak Barım’ın avukatı Okan Kadir Bektaşoğlu, ihbarcının sabıka kaydının suçlamaların zayıflığını gösterdiğini belirtti. Mahkeme, ihbarın delil olarak kullanılabilirliğini değerlendirmek için ek incelemeler talep etti. Aynı soruşturma kapsamında tanık olarak ifade veren oyuncular Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu hakkında da “yalan tanıklık” iddiasıyla ayrı bir soruşturma başlatıldı. 7 Temmuz’daki duruşma, ihbarın ve suçlamaların nasıl ele alınacağına dair kritik bir dönüm noktası olacak.
