İstanbul SSK Okmeydanı Hastanesi'nde 1989 yılında eşinin doğum yapmasıyla birlikte yaşadıkları zorlu süreci anlatan Esad Ahmet Özdem, bebeğinin hastanede öldü denilerek kendilerine hiç gösterilmediğini, 2011 yılında çocuğunun hayatta olduğunu ve para karşılığı evlatlık verildiğini anlattı.

Özdem, "31 Temmuz 1989 yılında eşim sancıları tutunca komşular tarafından hastaneye götürülmüş. Erken doğum nedeniyle 1 Ağustos gecesi de 1 kilo 625 gram ağırlığında erkek çocuğumuz dünyaya geldi ancak bebeğin erken doğması nedeniyle bize hiç gösterilmeden küvöze koyuldu. 13 gün boyunca bize hiç verilmedi sadece camdan uzaktan gösterildi" dedi.

Acılı baba, 13 Ağustos tarihinde hastaneden arandığını söylerek sözlerine şöyle devam etti: "Beni hastaneden aradılar çocuğumun öldüğünü söylediler. Morga gidin dediler. Morga gittiğimde bana ölü bir bebek gösterdiler. Bana evraklar imzalattırıldı, defin işlemi yapmak istediğimi söylediğimde karşı çıkarak 'Bebeklerin defin işlemlerini belediye yapıyor' dediler. Bebeğimizi gömmemize bile izin vermediler"

Evladını kaybetmenin acısıyla hayata tutunmaya çalışan Özdem, eşiyle birlikte zorlu süreci atlatmaya çalıştığını ancak 2011 yılında öğrendikleriyle hayatlarının alt üst olduğunu aktardı. Özdem, "Türkiye'de herkesin çok iyi tanıdığı bir kişinin kayınbiraderi beni biriyle tanıştırdı. Tanıştırdığı kişinin eski iş ortağı olduğunu söyledi. Bu kişi birgün evimize misafirliğe geldiğinde bize bu olayları anlattı. 

Oğlumun yaşadığını, başka birine evlatlık verildiğini söyledi. 'Sizin oğlunuz doğdu, hastanede kız diye kaybedildi, 13 gün sonra öldü denilerek ölüm defterine de erkek diye yazıldı. Size hastanede ölü doğan başka bir kız bebek, çocuğunuz gibi gösterildi' dedi. 

Duydukları karşısında büyük üzüntü yaşayan aile, işin peşine düştü. Hastaneye giderek olayları araştırmak isteyen baba Özdem, 'Hastaneye gittim akşam olayları bize anlatan kişi arayarak ' Hastaneye gitmişsin, gitme. Rahat dur, oğlun zarar görür' dedi.

Bu süreçte çok zor şeyler yaşadım. Tehdit edildim, engellenmeye çalışıldım ama asla pes etmedim. 2016 yılında bize olayları anlatan kişinin anlattığı şekliyle doğum ve ölüm defterlerine ulaştım, aynı çıktı. Savcılığa gittim suç duyurusunda bulundum. 2 yıl sonra savcının dosyayı kapadığını öğrendim. Üst mahkemeye konuyu taşıdım, reddedildim. Televizyonlara çıkmak istedim çıkamadım. Adalet Bakanlığı başvurumu reddetti' diye konuştu.

Ahmet Özdem, doktorların ölüm defterine attıkları imzaları bulduğunu ancak doktorların kabul etmediğini söyleyerek savcının da bu büyük kanıta rağmen dosyayı neden kapattığını anlayamadığını belirtti. "Şu anda anlatamayacağım birçok olay var" diyen Özdem, "Bu çok büyük bir şebeke. SSK Okmeydanı Hastanesi'nde yüzlerce böyle olay olduğunu ve durumu iyi olmayan ailelerin bebeklerinin zengin kişilere satıldığını düşünüyorum. Ben can güvenliğimden şüphe duyduğum için ve tehditler aldığım için yaşadığım bu tüm süreci kayıt altına alarak 3 kasete kaydettim. Bunları da yurtdışında yaşayan arkadaşıma gönderdim. Bana herhangi bir zarar geldiğinde bu kasetleri paylaşmasını istedim.

Tek isteğim oğlumu bulmak. Ölene kadar bu işin peşini bırakmayacağım, ya öleceğim ya bulacağım' dedi.

Editör: Haber Merkezi