Uşşaki Tarikatı'nın istismarcı lideri Fatih Eyüp Şağban ile kendisinden 46 yaş küçük bir kız çocuğunun yaptığı Whatsapp yazışmaları ortaya çıktı.

‘Fatih Nurullah' lakaplı Şeyh Eyyüp Fatih Şağban, WhatsApp'ta yazıştığı Y.A. adlı kız çocuğundan kendisini şu şekilde telefona kaydetmesini istiyor:

“Mürşidi kamilim benim Nurullah Sultanena!”

Şağban, 1962 doğumlu.

Y.A. ise 2008.

Aralarında 46 yaş fark var.

Şağban, 3 Şubat 2020'de WhatsApp'tan kahve fincanı fotoğrafı gönderip telveyi işaret ederek, “Adam silüetini gördün mü?” diye soruyor.

Y.A. şu yanıtı veriyor:

Evet efendim, sakallı biri var gibi. Üzgün üzgün bakıyor benim gibi. Sizi şimdiden özledim.”

Şağban ise “Burada kaçıp orada özlüyorsun!” diyor.

Y.A. Şaşkın:

Niye kaçayım ki, siz babamsınız değil mi.”

Şağban, “Şu baba muhabbeti kalksın, ben sizin şeyhiniz olayım” şeklinde karşılık veriyor.

Ardından Sakarya'daki dergahtan İstanbul'a dönen Y.A.'ya trafikte nerede olduklarını soruyor.

Y.A.: İstanbul'a girdik, yola devam.

Şağban: Aldık, kabul ettik.

Y.A.: Nasıl almak anlamadım.

Şağban: Evlatlığa.

Y.A.: Siz beni evlatlık mı aldınız?

Şağban: Annen ne diye verdiyse o niyetle.

Y.A.: Anlamadım. Annem Allah bilir ne niyetle verdi.

Şağban: Sen de anlamazdan geliyorsun.

‘GÖRÜNTÜLÜ KONUŞALIM'

Şağban, “Yazdıklarımızı silelim” diye uyarıyor ve kıza görüntülü konuşmayı aramayı teklif ediyor. Mevzu, nikaha geliyor.

Şağban: Rüyamda nikah görmüştüm.

Y.A.: Anladım.

Şağban: Önemli değil, sen iyi ol yeter.

Y.A.: Allah razı olsun.

Şağban: Ben senin ismini niye Aişe koydum. Zuhurat olmasa yanına bile yaklaşmam. Yazışmaların hepsini boşalt e mi.

Şağban, aklı sıra ve hiç utanmadan kendisi ile Hazreti Ayşe'nin genç yaşta Hazreti Muhammed'le evlenmesi arasında bağlantı kuruyor. ‘Zuhurat' ifadesi ile evliliğin rüyada bildirildiğini savunuyor.

GEREKÇELİ KARAR

Bu yazışmalar Şağban'ın çocuğun cinsel istismarından 10 yıl 5 ay hapis cezası aldığı Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında yer alıyor. Kararda “Sanığın mağdurla evlenme düşüncesinin olduğu” vurgulanıyor.

Şağban'ın küçük kızı istismarı, baba F.A. ile yaptığı telefon görüşmesiyle kamuoyuna yansımıştı. İtiraf niteliğindeki görüşmeleri kaydeden baba F.A., Şağban'ın tutuklanmasını sağlamıştı. Şeyhin avukatları kanıtların hukuk dışı elde edildiğini savundu. Ne var ki mahkeme ceza verirken görüşmeleri esas aldı.

Kararda şöyle deniliyor:

“Bu konuşmalardan görüleceği üzere sanığın mağdura karşı eylemlerini kısmen ikrar ettiği, mağdurun üçüncü kattaki odada istismara maruz kaldığı kabul edilmiştir.”

Kaydın hukuka uygun kanıt olup olmadığı da kararda tartışıldı.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2018/18-39 esas 2020/485 numaralı dosyası dayanak sayıldı.

Şöyle devam edildi:

“Baba F.A.'nın Şağban'ı arayarak doğru olup olmadığını öğrenmek istediği, bu isteğin olağan bir hareket olduğu, suç delillerini kaybetmemek adına telefon görüşmesinin kayda almasının özel hayatının gizliliğini ihlal etmediği, zira bu gibi suçlarda mağdur beyanı dışında başkaca delil elde edilmesinin mümkün olmadığı, kişinin kendisine karşı işlenmekte olan suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı durumlarda yaptığı konuşmaları kayda alması hâlinin hukuka uygun olduğu, aksi takdirde kanıtların kaybolması ve elde edilememesi söz konusu olacağı…”