Piyasalarda bir istikrarsızlık var.
Dengesiz ve de açgözlü kazanç hırsı taşıyan zamlar,
İnsanımızın canını çok acıtmaya başladı.
Marketlerde ellerinde barkot makineleri,
Zamcı elemanlar işbaşında.
Bir gün önce aldığınız bir fiyatı ertesi gün göremiyorsunuz.
Tabii bu durumdan pek çok insanımız etkileniyor.
Özellikle memur, işçi, emekli, dargelirli gibi,
Alım gücü olmayan zamlarla baş edemeyen kesimlerimiz.
Hükümet enflasyonla mücadele için bayağı bir çaba içinde.
Ancak her vicdansız her zamcının başına bir vergi memuru dikemediği gibi,
Kafasına göre zam yapan bir marketçiyi de anında yakalayamıyor.
Tabii dünya koşuları da var.
Rusya –Ukrayna savaşı birçok dengeyi değiştirdi.
Petrol fiyatları arttı.
Doğalgaz fiyatları arttı.
Besin zincirleri kırıldı.
Tedarik zincirleri sekteye uğradı.
Dünya adeta bir enflasyonla mücadele girdabına girdi.
ABD gibi bir ülke bile 30 yıl sonra ilk defa faizlerin 75 baz puan artırdı.
Bunlar tamam…
Bize gelince.
Cumhur iktidarı da enflasyonla, zamcılarla, stokçularla,

Açgözlülerle mücadele etmeye çalışıyor.
Ve çeşitli önlemler alıyor, adımlar atıyor.
Bunlardan biri de KİRA sözleşmelerine getirilen yüzde 25’lik sınırlama.
İyi mi?
Kötü mü?
Kiracılar açısından tabii ki iyi.
Peki, kiralayanlar açısından durum ne?
Bence haksız bir uygulama var.
Türkiye demokrasi ile yönetiliyor.
Serbest piyasa koşulları sistemin ana öğesi.
Hal böyle iken enflasyonun yüzde 70’ları geçtiği bir ortamda,
Kiracılar lehine yüzde 25’lık bir sınır koymanız ne kadar adil?
Adam çalışmış kazanmış iki ev sahibi olmuş,
Birini kiraya vermiş.
Kendisi mal sahibi bu mülkleri alırken hükümetin bir katkısı olmamış,
Ama onun malına şerh koyuyor;
” Piyasa ederinin çok altında kiraya vereceksin”
Diyor.
Dememeli. Diyemez.
Tamam, kiralarda fahiş fiyat artışları var.
Tamam, enflasyonla mücadele edilmek isteniyor.
Ancak bunun müsebbibi ev sahipleri değildir ki!
Eğer adil davranmak istiyorsan bunu yolu TÜFE’dir.
Piyasada oluşan enflasyon oranına veya tüfe oranına göre
Adama kira arttırabilirsin diyebilirsin.
Ha!
Yüzde 25’ten çok arttıramazsan dersen,

O zaman sana da şunu derler;
“Doğalgaz artışına da yüzde 25 sınır getir.
Benzin mazot petrol ürünlerine de yüzde 25 sınır getir.
Suya da yüzde 25 sınır getir.
Meyve, sebze, diğer besin maddelerine de yüzde 25 sınır getir.
Elektriğe de yüzde 25 sınır getir.
Köprü, yol, tünel, havayolu oralara da yüzde 25 sınır getir.
Kira vergilerine yüzde 25 sınır getir.
Emlak vergilerine yüzde 25 sınır getir
Tüm vergilere de yüzde 25 sınır getir
Akaryakıtı da yüzde 25 sınır getir.
Örnekleri uzatırsak sayfa yetmez.”
Oralara bu sınırı getiremez.
Çünkü arkasında kendileri var.
Ama kiralayanlar üvey evlat kendi malı ile rezil olacak.
Kendi kazandığı maldan elde ettiği gelirden
devletin engellemesi ile zarar edecek
Özetle dostlar kiralayan nasıl devletin ukdesinde olan
Mal ve hizmetler konusunda söz sahibi değilse.
Hükümette vatandaşın malının, mülkünün heder olması konusunda
Söz sahibi olmamalı.
Bu haksızlıktır, hatta hukuksuzluktur.