Bir devlet hastanesinde tedavi altında bulunan 9 yaşındaki engelli bir çocuğun maruz kaldığı cinsel istismar, hekimlerin dikkati sayesinde gün yüzüne çıktı. Yoğun bakım ünitesinde tedavi gören küçük çocuğun sağlık kontrolleri sırasında, doktorlar tarafından tespit edilen fiziksel bulgular, istismarın habercisi oldu. Uzman hekimlerin muayene sırasında fark ettiği olağan dışı belirtiler doğrultusunda hazırlanan tıbbi raporda, cinsel istismar şüphesi net bir biçimde kaydedildi. Rapora göre, çocuğun vücudunda cinsel istismar haricinde başka bir travmatik iz bulunmadı.
Adli ve İdari Süreç Başlatıldı
Skandal niteliğindeki olay, yetkili hekimlerin hassasiyetiyle hemen ilgili birimlere bildirildi. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamada, olayın tespit edilmesinin ardından derhal bir incelemeci atandığı belirtildi. Aynı zamanda adli makamlarla ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile de iletişime geçilerek, istismar şüphesi vakası çok yönlü soruşturma sürecine dahil edildi.
Sağlık Bakanlığı, sosyal medya üzerinden yaptığı kamuoyu duyurusunda, yürütülen süreçlere ilişkin şeffaflık vurgusu yaptı. Açıklamada, “Konuyla ilgili adli ve idari soruşturmalar büyük bir titizlikle takip edilmektedir. Gelişmeler kamuoyu ile açık bir şekilde paylaşılacaktır,” ifadelerine yer verildi.
Toplumsal Vicdanı Derinden Yaralıyor
Bu elim olay, yalnızca bir istismar vakası olmanın ötesinde, toplum vicdanında derin bir yara açtı. Özellikle engelli bir çocuğun hedef alınmış olması, milletimizin hassasiyetlerini harekete geçirdi. Binlerce yıllık medeniyetin taşıyıcısı olan bu topraklarda, mazluma el uzatmak, güçsüzü korumak, inancımızın ve kültürümüzün temel değerleri arasında yer alır. Bu değerlerin hoyratça çiğnendiği her olay, yalnızca mağduru değil; tüm milletimizi hedef alır. Bu tür insanlık dışı eylemler karşısında adaletin en sert şekilde işlemesi, kamu vicdanının en büyük beklentisidir.
Sorumluların En Ağır Şekilde Cezalandırılması Bekleniyor
Olayın kamuoyunda büyük yankı uyandırmasının ardından, istismar şüphesinin odağında bulunan kişi veya kişilere yönelik yasal süreçlerin hızla işletilmesi çağrıları yapılıyor. Aile yapımızı, milli değerlerimizi ve çocuklarımızın geleceğini hedef alan bu tarz eylemlere karşı, yalnızca yargı değil, toplumun her ferdi sorumluluk taşıyor. Bu tür hadiselerin tekrar yaşanmaması adına daha etkin denetim mekanizmalarının kurulması, önleyici sosyal politikaların geliştirilmesi ve bilinçlendirme kampanyalarının artırılması gerektiği yönünde yoğun talepler var.
