TRABZONSPOR'da Ahmet Ağaoğlu kongreye tek aday olarak girecek. Rakibi yok. 
Fenerbahçe galibiyeti elini güçlendirdi. Yalnızca ekibinde küçük de olsa bir revizyon yapacak.  Yeni isimler göreceğiz. Bu isimlerin kimin tavsiyesi ile olduğunu anlamak zor olmayacak.
Günümüzde ittifaklar artık yasal ve mutluluk verici. Ülkenin bekası için önemli olduğu kadar Trabzonspor'un bekası için de önemli.
 
Ağaoğlu en önemli yardımcısı ile yol ayırımına geldi. Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu kesin yok. Hacısalihoğlu bu kararını haftalar öncesinden seslendirmişti. Gelinen noktada değişen bir şey olmadı. 
Her tepki çeken olayı kulüpten savuşturmak için paratoner görevi üstlenen Hacısalihoğlu'nun yokluğuna kulüpten uzaklaştırılan rantiyeciler sevinecektir. Bu kısa süreçte yapılanların  inşallah üzerine koyarlar ve artırırlar. 
Ağaoğlu kendisine yeni bir Erol Taş bulmalı. Aksi takdirde bu şehirde barınmak zordur. Üç gün önce Trabzon'da siyasette bunun en belirgin örneğini gördük. Trabzonspor'da görev yapan yönetimlerin uzun ömürlü olması için şehir ayağı iyi ve güçlü olmalı. Yani asbaşkanı kale gibi olmalı. Derleyip toplanmalı. Organizasyonları iyi yapmalı. Değerleri sıcak tutup sık sık bir araya getirmeli. Başkanın el freni olmalı. Takım içi aile ortamını sağlamalı. Teknik adamla başkan arasında köprü olmalı.Bunları çoğaltmak mümkün. Bu yapılanların çoğundan başkanın haberi bile olmaz. Her şeyi önünde hazır bulur. Soyunma odasında Yusuf'a sarılıp, Köksal baba ile rahatça çak yapabilirsiniz. Bunları sağlayacak asbaşkanı bulursanız işiniz kolay ve ömrünüz uzun olur.
 
Bakalım Ağaoğlu yeni Erol Taş'ını bulabilecek mi?
 
Borç azalmadı, arttı
 
Trabzonspor kongre haftasına girdi. Başkan Ahmet Ağaoğlu ve ekibi 6 aylık süreci tamamladı. Bu süreçte yaşananlar roman olur. Kaynak bulmak en büyük sorundu. Çok uykusuz geceler geçirdiler. Onlarca kapılar aşındırılıp bu günlere gelindi. Borç azalmadı. Sadece değirmene su taşımak için yeni krediler bulundu. Kulübün 5 yıllığı temlik altındaydı şimdi bu süre 7 yıl oldu. Yönetici katkısı 50 milyon lira yok. Katkı dediğimiz hibe falan değil, bugün ver para geldiğinde al. Bu bile artık Trabzonspor'a yardım sayılıyor. 
 
İki başkan örnek oldu
 
Trabzon şehri, Trabzonspor yönetimi Fenerbahçe maçı ile önemli bir sınav verdi. İyi bir ev sahipliği yaptı. 
Fenerbahçe yıllar sonra şehirde konakladı. Tek bir olay olmadı. Bu yaşananlarda Fenerbahçe  Başkanı Ali Koç'un hakkını teslim etmek lazım. Balıkçı lokantasına gidip, taraftarın içinde sohbet edecek kadar alçak gönüllüydü. 
Sporda bu tür dostlukların kalıcı olmasını yürekten diliyorum. Skorlar hep değişiyor. Sadece dostluklar kalıcı oluyor. Galibiyet 8 yıl sonra geldi. Gerginlikten hep kaybeden Trabzonspor oluyordu. Nihayet son buldu.
İki kulübün başkanını da kutluyorum.
 
Burak'tan sonra gençler
 
Trabzonspor'da yönetimin Burak ve Onur'un kadro dışı bırakmasının ne kadar doğru olduğunu gördük. Savunmada genç futbolcu Hüseyin Türkmen ve kalede Uğurcan Çakır hiç sırıtmadı. 40 yıllık Trabzonsporlu gibi çıkıp görevlerini yaptılar. Bu oyuncular şunu da göstermiş oldu; her pahalı oyuncu iyi oyuncu değildir. Yüreğini ortaya koyan oyuncu olsun, isterse parasız olsun. Yusuf ve Abdülkadir'e şimdi herkes övgüler diziyor. Bu oyuncular saha içindeki zincirlerinden kurtuldular. Burak baskısını üzerlerinden attılar. 
Ben de bunu anlatmak istemiştim günlerce... Bu çocukların rahat bırakılması gerektiğini söylemiştim. "Abileri onları doğru işlere kanalize etsin" demiştim. 
 
Yusuf ile Abdülkadir'in arası 10 gün öncesine kadar serindi. Şimdi aralarından su sızmıyor. Sizce neden? İki delikanlının aileleri bir araya getirilip yemek yenip sohbet edildi. Küçük bir nasihatla buzlar eridi. Bunu yapmak yöneticilik maharetidir. Yusuf, Abdülkadir, Uğurcan ve Hüseyin ile Trabzonspor'un altyapısı yeniden gündeme geldi. Araziyi ne kadar iyi tohumla ekerseniz ekin sağlıklı ellere bırakıp gübresini, suyunu vermezseniz istediğiniz ürünü alamazsınız. Böyle üretmeye devam..