Osmanlı şeyhülislamı.

Gelibolu müftüsü olan babasına nisbetle daha çok Müftîzâde lakabıyla meşhur olmuştur.

Medrese tahsilinden sonra çeşitli ilmiye görevlerinde bulundu.

1772 Rus seferine Mekke payesiyle ordu kadısı olarak katıldı.

1782’de İstanbul kadısı, 1785’te Rumeli kazaskerliği payesiyle Anadolu kazaskeri ve 10 Şubat 1786’da şeyhülislam oldu.

1787’de Rusya’ya sefer açılıp açılmaması hususunda devlet erkânı arasında farklı görüşler belirdiği zaman Sadrazam Koca Yusuf Paşa, Şeyhülislam Ahmed Efendi ile birlikte I. Abdülhamid’i arzu etmediği bir savaşa sürükledi.

Daha sonra Avusturya’nın da Rusya’nın yanında savaşa katılması, yaşlı şeyhülislamı harbin neticesi hakkında endişeye düşürdü.

Bunun üzerine hatasını ileri sürerek azlini istedi ve 24 Kasım 1787’de görevinden ayrıldı (Cevdet Paşa).

1789’da III. Selim’in tahta geçmesinden sonra Şeyhülislam Hamidizade’nin mazul şeyhülislamları arpalıklarına gitmeye mecbur etmesi üzerine, Ahmed Efendi de arpalığı olan Ankara’ya gitti.

Ancak Mekki Mehmed Efendi’nin 1791’de ikinci defa şeyhülislam olması ile İstanbul’a dönmesine izin verildi. 10 Kasım 1791’de vefat etti ve Üsküdar’da Havuzdibi’ne defnedildi.

Faziletli, bilgili, ilmî araştırmaya düşkün ve yumuşak huylu bir kimse olan Ahmed Efendi’nin şeyhülislamlığı bir yıl on ay kadar sürmüştür.

Fas Hükümdarı Muhammed b. Abdullah’ın Osmanlı ulemasına sorduğu dört meseleye tek başına hazırladığı cevaplar, devrin âlimleri tarafından oldukça beğenilmiştir.

Ahmed Efendi’nin ayrıca Beyzavi Tefsiri’nin bazı kısımlarına haşiyeler yazdığı da bilinmektedir.