Bir yılın geride kaldığını ve Türkiye Yüzyılı'na adım atıldığını söyleyen Çelik, "29 Ekim 2023'te Cumhuriyetimizin 100. yılını görkemli devlet törenleriyle kutlayacağız." diye konuştu.

1923'ten 2023'e büyük devlet geleneğinin, büyük millet iradesinin izlerini taşıyan pek çok yolculuk yapıldığını dile getiren Çelik, bu sürede Cumhuriyetin zorlu dönemlerden de geçtiğini ifade etti.

"Milletimizle ilgili 'hasta adam' benzetmesinin yapıldığı dönemlerde, 'Biz burada varız, burası bizim vatanımız, binlerce yıldır buradayız ve bundan sonra da var olacağız.' iradesini göstermek için kurduğumuz Cumhuriyet, geleceğe emin adımlarla ilerliyor." diyen Çelik, Türkiye'nin ilk devlet başkanı, Cumhurbaşkanı, Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten bugüne kadar Cumhuriyete, millete hizmet eden başta Atatürk olmak üzere herkesi rahmetle andıklarını belirtti.

Çelik, "Bu millete ve devlete hizmet etmek her zaman onurların en büyüğü oldu. Aynı şuurla aynı bilinçle aynı azim ve iradeyle geleceğe yürüyoruz." ifadesini kullandı.

"Büyük hizmet siyasetiyle milletimiz güçlü bir şekilde buluşturuldu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde pek çok "sessiz devrim" gerçekleştirildiğini söyleyen Çelik, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine tehdit teşkil eden vesayet kurumsallaşmalarının, zihniyetinin hepsi ortadan kaldırıldı ve büyük hizmet siyasetiyle milletimiz güçlü bir şekilde buluşturuldu." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni yıl vesilesiyle "özetin özeti olacak şekilde 254 hizmet kalemi"yle ilgili, büyük siyasetle ilgili açıklama yaptığını anımsatan Çelik, Erdoğan'ın paylaşımlarında, Togg'un yakında yollarda görülecek olmasından, ülkenin bağımsızlığı ve büyük bir enerji oyuncusu olması açısından bulunan doğal gaz ve petrol rezervlerine kadar pek çok konuda atılan güçlü adımların olduğunu bildirdi.

Çelik, "Büyük eserlerle Türkiye Yüzyılı'na damga vurmaya devam ediyoruz. Artık Türkiye, dışarıdan yapılan birtakım girişimlerle ya da içeride bünyesinin zayıflatılmasıyla manipüle edilecek bir ülke değildir. Türkiye, küresel düzeyde büyük bir aktördür, bu herkes tarafından kabul görmektedir ve Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına bu içi dolu özgüvenle girecek şekilde bu seneyi karşıladı." şeklinde konuştu.

Rusya-Ukrayna savaşı
Dış politikada karşı karşıya kalınan en büyük problemlerden birinin Rusya-Ukrayna savaşıyla ortaya çıkan bölgesel ve küresel tablo olduğunu dile getiren Çelik, şöyle devam etti:

"Atatürk'ün, 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesine sıkı sıkıya bağlı bir şekilde etrafımızda sorun ve savaş istemediğimizi, sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini her defasında vurguluyoruz. Cumhurbaşkanımızın 'sahada ve masada güçlü Türkiye' olarak adlandırdığı şekilde Türkiye, kendisiyle masada müzakere etmek isteyenler için güvenilir bir ortak, güvenilir bir muhataptır ama hak ve menfaatlerimize dönük halel getirici davranışlar olduğu zaman da buna sahada cevap verecek güce sahip olduğumuz görülmektedir."

Ömer Çelik, bütün bu soğuk savaş içerisinde Türkiye'nin ortaya koyduğu diplomatik dengenin, diplomatik performansın; Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya, Orta Doğu'dan Balkanlar'a kadar Türkiye'nin bu bölgelerdeki varoluş biçiminin ne kadar kıymetli olduğunu bir kere daha gösterdiğini söyledi.

Avrupa Birliği diplomasisinin ise bütün bu süreçte etkili olması beklenirken çok etkisiz bir düzeyde kaldığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:

"Baştan beri söyledik. 'Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu siyasi inisiyatiflere ve siyasi girişimlere destek verin' dedik ama maalesef bu konuda ciddi bir performans ortaya koyamadılar. Halbuki bütün bu savaş tablosu içerisinde barışı mümkün kılabilecek yegane performans, Cumhurbaşkanımızın siyasetiyle Türkiye'den gelmişti. Öylesine bir ilkel inatla hareket ediyorlar ki Avrupa Birliği toplantılarında Cumhurbaşkanımız olmadan, Türkiye olmadan Rusya-Ukrayna meselesini konuşabilecekleri gibisinden bir yanılgı içerisine giriyorlar. Türkiye'nin masada olmadığı bir Avrupa Birliği toplantısında, Rusya-Ukrayna meselesinin konuşulması diplomasi olarak bile ifade edilemez. O sadece zihinsel egzersiz düzeyinde kalır."

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti
Diyarbakır annelerinin 2022'de "dünyanın en büyük vicdan nöbeti"ne imza attığını vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:

"Bugüne kadar 346 ailemizden 39'u çocuklarına kavuştu. Teröre karşı insan hakları temelinde, çocuklarına sahip çıkma, evlatlarına kavuşma temelinde yapılmış dünyadaki en büyük eylemlerden biridir. Onlara destek vermeyenler utansın. Türkiye ile ilgili raporlarında en ufak ayrıntılara, yalan yanlış bilgilere bile yer verenlerin Diyarbakır annelerini bu raporlarda zikretmemeleri bir utanç kaynağıdır, onlar utansın. Halen terörü mazur göstermek üzere TBMM üyesi sıfatı taşıdığı halde bütün bu vicdansızlıkları bir siyasi konjonktür ya da bir siyasi bağlam meselesi gibi görenler utansınlar."

Terörle mücadele
Çelik, 2022'de terörle mücadelenin; içeride emniyet teşkilatının ve jandarmanın, sınır ötesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığının tam koordinasyonuyla tamamen Cumhuriyeti ve egemenlik haklarını korumak üzere yürütülen en meşru mücadele olduğunu belirterek, "Dünyada hiçbir devlet, hukukun içinde kalarak bu kadar uzun süre, bu kadar etkili bir mücadele yürütememiştir." dedi.

Balkanlar'daki gelişmeler
Çelik, Kosova ve Sırbistan arasındaki gerginliği, bunun yanı sıra Bosna Hersek'teki hükümet kurma çalışmalarını yakından takip ettiklerini belirterek, "Balkanlar'da herhangi bir şekilde vekalet çatışmalarına müsaade etmeyecek tek irade Türkiye'dir. Birilerinin başka projeleri buraya taşıma çabasına karşı Türkiye, net bir şekilde Balkan halklarından ve o devletlerden yana tutumunu barışçıl bir şekilde sürdürmeye devam edecektir." diye konuştu.

Seçim tarihi
AK Parti Sözcüsü Çelik, seçim tarihi ile ilgili de "Bir değerlendirme yapılıyor. Net bir sonuca varırsak açıklayacağım ama bu, erken seçim düzeyinde bir tarih değerlendirmesi olmayacak." dedi.

Editör: Haber Merkezi