Belediyelerde ramazan için yoğun hazırlıklar devam ediyor. AK Parti Genel Merkezi, ramazan ayı nedeniyle 805 belediyeye genelge gönderdi.

Ramazanın manevi atmosferine uygun davranılması istenen genelgede, "İftar ve sahur sofralarınızı paylaşın. Lüks sofralardan uzak durun." denildi.

Belediyelere, Ramazan’ın maneviyatına uygun sosyal faaliyetler yapmaları tavsiye edildi.

Genelgede, şehit aileleri ve gazilerin ihmal edilmemesi de istendi.  İftar çadırı kurulup kurulmaması belediyelerin inisiyatifine bırakıldı.

Özhaseki'den partisinin ramazan hazırlıklarıyla ilgili açıklama

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, parti genel merkezinde AK Parti'li belediyelerin ramazan hazırlıklarıyla ilgili basın mensuplarını bilgilendirdi.

AK Parti'li belediyelerin ramazan hazırlıklarını geçmişten bugüne kadar kurumsal şekilde sürdürdüğünü dile getiren Özhaseki, gerek salgın döneminde gerek ramazanda ihtiyaç sahiplerine yardımlar ulaştırdıklarını söyledi.

Daha önce temel ihtiyaç maddelerinin toptan satın alınarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını ancak şu an hediye çeki verdiklerini anlatan Özhaseki, şunları kaydetti:

"Vatandaş, 300, 500, 700, 1000 liralık bu hediye çekleriyle anlaşmalı olan firmalardan ihtiyaçlarını temin ediyor. Bana göre de bu son derece sağlıklı bir şey oluyor. Belediyelerimizi bu konuda özellikle uyarıyoruz ve bu yardımlardan vazgeçmemelerini söylüyoruz. Türkiye'de bulunan 1397 belediyenin 1000'den fazlası Cumhur İttifakı'na ait. MHP'deki arkadaşlarımız da sağ olsunlar aynısını yapıyorlar."

"Ramazanın atmosferine uygun şekilde davranmalarını istiyoruz"

Belediyelerin ramazanda hediye çeki dağıtımının yanı sıra etkinlikler için de hazırlıklar yaptığını bildiren Özhaseki, şöyle devam etti:

"Ramazan akşamlarında yapılabilecek faaliyetler her neyse onları yapmalarını istiyoruz. Başkanlarımızın özellikle ramazan akşamında o atmosfere uygun şekilde davranmalarını istiyoruz. Tabii bazen misafir olduğunuzda bir sofrada istemediğiniz bir manzarayla da karşılaşabiliyorsunuz. Belki de ev sahipliğinin gereği olarak insanlar elinde ne varsa o masaya dökmeye, koymaya çalışıyorlar. Bundan rahatsız olsanız da bir şey diyemiyorsunuz. Biz arkadaşlarımızın, belediye başkanlarımızın böyle bir ortamda asla bulunmamalarını istiyoruz.

Lüks otellerde veyahut zengin görüntülü, biraz müsriflik, israf olarak adlandırabileceğimiz sofralara asla oturmamalarını tembih ediyoruz. Bunu yaparken emin olun inancımızın bir parçası olarak bunu söylüyoruz. Daha çok fakir, dar gelirli, muhtaç olan insanların yanında olmalarını istiyoruz. Her akşam bir başka sofrada mutlaka olun. Eşinizle, dostlarınızla birlikte gidin. Gittiğiniz zaman özel olarak aileyi seçin. Onların ihtiyaçlarını tespit edin. Sadece bir iftar yapıp ayrılmayın, onların da ihtiyaçları varsa gidermek açısından her türlü desteği verin, telefonlarınızı verin, irtibatı devam ettirin istiyoruz."

"İster iftar sofraları kurun, ister yardım edin"

Mehmet Özhaseki, salgın nedeniyle iki yıldır ramazan çadırlarının kurulamadığının hatırlatılması üzerine, şu değerlendirmeyi yaptı:

"İki sene kadar toplu iftar yemekleri verilmesini biz de istemedik ama şimdi mahallelerde kuran arkadaşlarımız var. Her bir mahallede ayrı ayrı akşam çadır kurup iftar veren arkadaşlarımız var. Bazı arkadaşlarımız bir araya gelmeyi tercih etmiyorlar. Özellikle gıda kolisi ve hediye çeki dağıtmayı daha uygun buluyorlar. Biz bu konuyu kendilerine bıraktık. İsterseniz iftar sofraları kurun, isterseniz ailelere yardım edin, siz de evlerine gidip onlarla birlikte orucunuzu açın diye tembihatta bulunuyoruz. O bölgenin, yörenin belki de kendine has bir durumundan dolayı böyle yapılmasının daha uygun olduğu kanaatine vardık. Bana göre de en uygun olan bu."