Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, okul kıyafetleriyle ilgili milyonlarca veli ve öğrenciyi doğrudan ilgilendiren yeni düzenlemeyi duyurdu. Artık okullar, öğrencilerin giyeceği kıyafet modelini belirleyecek ancak bu kıyafetlerin hangi mağazadan alınacağına dair velilere bir yönlendirme yapılmayacak. Bu yeni uygulama, hem veliler üzerindeki maddi yükü azaltmayı hem de piyasadaki tekelleşmenin önüne geçmeyi hedefliyor.
Her Okula Özgü Kıyafet, Velilere Serbestlik
Bakan Tekin’in TGRT Haber’e yaptığı açıklamalarda, okul kıyafetleri konusundaki zorunlu yönlendirme uygulamasına son verildiği belirtildi. Tekin, “Artık her okul kendi kıyafetini tanımlayacak. Öğrencilerimiz bu kıyafeti ister kendi illerinden ister başka illerden temin edebilecekler. Hiçbir okul velileri belirli bir mağazaya yönlendirmeyecek,” dedi.
Veliler böylece kıyafetleri daha uygun fiyatlara, diledikleri yerden temin edebilecek. Ayrıca dört yıllık eğitim kademeleri boyunca aynı kıyafetin kullanılacağı belirtildi. Bu da ailelere ekonomik anlamda uzun vadeli bir rahatlama sunacak.
Maarif Modeli Tüm Kademelere Yayılıyor
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin kapsamı genişliyor. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında okul öncesi, ilkokul 1-2, ortaokul 5-6 ve lise 9-10. sınıflarda uygulamaya başlanan bu model, gelecek yıl 3. sınıflarla devam edecek.
Tekin, “Bu model çağın gerekliliklerine göre tasarlandı. Programımız dinamik olacak, her yaz gözden geçirilecek ve güncellenecek,” diyerek, eğitimin sürekli yenilenen bir sistemle yürütüleceğini vurguladı.
Öğretmen Katılımı ve Geri Bildirimler Ön Planda
Yeni müfredatın oluşturulmasında öğretmenlerin katkısına önem verildiğini söyleyen Tekin, sürecin katılımcı bir mantıkla ilerlediğini belirtti:
“Her adımı öğretmenler odası toplantılarıyla, sektör temsilcileriyle istişare ederek attık. Öğretmenler de bu işe inandı. Onlar olmazsa bu sistemi başarılı kılmak imkansız,” dedi.
Müfredatın uygulanmasından sonra Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri, Teftiş Kurulu, İç Denetim ve Talim Terbiye Kurulu gibi çeşitli birimlerin değerlendirme yapacağı bildirildi.
LGS İddialarına Açıklık Getirildi
Liselere Geçiş Sistemi (LGS) ile ilgili “sorular sızdırıldı” iddialarına da değinen Bakan Tekin, 2013 yılında yaşanan bir olayı örnek gösterdi ve bilgi kirliliğine dikkat çekti.
“LGS sınav kitapçığı, sınavın bitiminden bir saat sonra sosyal medyada paylaşıldı. Bu güvenlik zafiyeti değildir. Yayını yapan kişi hakkında suç duyurusunda bulunduk,” diyerek, sınav güvenliğinin riske atılmadığını vurguladı.
“Siyah Önlük Geri Geliyor” Algısına Net Yanıt
Son dönemde bazı çevrelerce dile getirilen “siyah önlük geri dönüyor” iddialarını da yanıtlayan Tekin, bu algının gerçeği yansıtmadığını belirtti.
“Çocuklarımızın kıyafetlerinin sadece tanımlanmasını istiyoruz. Herhangi bir arma, marka veya mağaza zorunluluğu yok. Amaç ailelere ek külfet çıkarmamak,” diyerek, bu kararın hem ekonomik hem de sosyal yönüyle desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Dil Eğitiminde Reform: Devlet Okullarında Fark Yaratacak Uygulamalar
Yabancı dil eğitimiyle ilgili kapsamlı bir değişimin sinyallerini veren Tekin, özel okul-dil öğrenme ilişkisinin kırıldığını söyledi.
“OECD ortalamasının iki katı zaman ayırıyoruz ama sonuç alamıyoruz. Bu nedenle 2016-2017’de başlattığımız pilot uygulamayı yaygınlaştırdık. Artık 300’e yakın okulda yoğunlaştırılmış dil eğitimi veriyoruz,” dedi.
Ayrıca dört beceri – okuma, yazma, konuşma ve dinleme – üzerinden ölçme değerlendirme sistemine geçildiği belirtildi. Gramer ve test odaklı anlayışın terk edildiği, bunun yerine dilin doğal öğrenimine dayalı bir modelin uygulandığı aktarıldı.
Türkçeye Odak: Anadili Güçlü Olan, Yabancı Dili de Öğreniyor
Yusuf Tekin, yabancı dil öğrenmenin temelinde ana dil becerilerinin yattığını belirterek, “Çocuklarımız Türkçeyi 300-500 kelimeyle konuşuyorsa, yabancı dili 1000 kelimeyle öğrenmeleri mümkün değil. Bu nedenle Türkçeye daha fazla ağırlık verdik,” dedi.
Bu yaklaşımın sadece dil öğrenimini değil, aynı zamanda öğrencilerin genel akademik başarısını da artıracağı düşünülüyor.