Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar ve ekonomik belirsizlikler, yatırımcıları yeniden geleneksel güvenli limanlara yönlendirdi. Enflasyonun yüksek seviyelerde seyretmesi, jeopolitik risklerin tırmanması ve küresel ekonomik büyümede yavaşlama beklentileri, altına olan ilgiyi rekor düzeylere taşıdı. Yılbaşından bu yana %26’dan fazla değer kazanan ons altın, yatırımcısına kayda değer bir getiri sağladı.
Bu zorlu ekonomik tabloda, Türk milletinin geçmişten bugüne güvendiği değerli madenlerden biri olan altın, bir kez daha güveni boşa çıkarmadı. Milli birikim anlayışının simgelerinden biri haline gelen altın, tarih boyunca olduğu gibi bugün de ekonomik dalgalanmalara karşı güçlü bir siper olmaya devam ediyor.
Altın mı Gümüş mü?
ABD merkezli dev finans kuruluşu Goldman Sachs tarafından yayımlanan son analiz, altın ve gümüş piyasalarına dair önemli ipuçları barındırıyor. Bankanın raporuna göre, Çin'de güneş enerjisi üretiminde yaşanan arz fazlası nedeniyle sektördeki yavaşlama, gümüş talebinde düşüşe yol açabilir. Bunun yanı sıra, küresel ölçekte artan resesyon riski ve merkez bankalarının hız kesmeden devam eden altın alımları, altını gümüş karşısında daha cazip hale getiriyor.
Goldman Sachs analistleri, bu koşullar altında altının yatırımcı nezdinde cazibesini sürdüreceğini ifade ediyor. Özellikle Türk yatırımcıları için, geçmişte olduğu gibi bugün de "güvenli liman" arayışı söz konusu olduğunda tercihin altından yana şekillendiği görülüyor.
Altın-Gümüş Oranı Rekor Seviyelerde
Altın ve gümüş arasındaki değer farkını gösteren altın-gümüş oranı, son bir yıl içerisinde tarihi seviyelere ulaştı. 2024 yılında 84,7 seviyesinde olan bu oran, bugün itibarıyla 102’ye çıkarak altının gümüş karşısında açık bir üstünlük kurduğunu ortaya koydu. Bu yükseliş, altının yatırımcılar açısından daha güvenli ve güçlü bir tercih olduğuna işaret ediyor.
Her ne kadar altındaki bu yükseliş gümüş fiyatlarını da dolaylı olarak desteklese de, gümüşün aynı ölçekte bir değer artışı yaşaması beklenmiyor. Spot gümüş, yılbaşından bu yana yalnızca %12 civarında artış göstererek ons başına 32,4 dolara ulaştı. Bu durum, altına kıyasla daha mütevazı bir getiri anlamına geliyor.