"Cennetten bir köşe" sloganıyla tanıtılan ve 6 Şubat depremlerinde 269 kişinin hayatını kaybettiği Hatay’daki Rönesans Rezidans faciasının kırmızı bültenle aranan firari sanığı Hüseyin Yalçın Coşkun, Sırbistan’da ölü bulundu. Depremin ardından yurt dışına kaçan Coşkun’un, bağırsak düğümlenmesi nedeniyle yaşamını yitirdiği bildirildi.
Hatay Antakya’da ANTİS Yapı tarafından inşa edilen rezidans, depremde yerle bir olmuş; aralarında Hataysporlu futbolcu Christian Atsu, Sportif Direktör Taner Savut ve milli hentbolcu Cemal Kütahya'nın da bulunduğu 269 kişi yaşamını yitirmişti. 13 kişi yaralı kurtarılırken, aralarında Dışişleri Bakanlığı Hatay Temsilcisi Devrim Öztürk’ün de olduğu 59 kişiye hala ulaşılamadı.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun, denetim şirketi yetkilileri ve şantiye ekiplerinden oluşan 8 kişi hakkında, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçlamasıyla 22 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açmıştı. Bu isimler arasında yer alan firari sanık Hüseyin Yalçın Coşkun ise aynı zamanda yapının mühendisiydi.
Rönesans Rezidans’ta yakınlarını kaybeden avukat Cansu Albayrak, Coşkun’un ölümüyle ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Hüseyin Yalçın Coşkun, Rönesans Rezidans'ın müteahhit firmasının ortağı ve aynı zamanda yapının da mühendisi idi. Kendisi, henüz herhangi bir yargılama süreci başlamamışken, depremden birkaç gün sonra yurtdışına kaçmış ve kırmızı bülten çıkarılarak aranmaya başlanmıştı. Dosyaya giren tüm bilirkişi raporlarında da 'asli kusurlu' olarak tespit edilmiştir. Sanık, yaşanan faciada asli kusurlu olduğunu biliyordu ve yargılama neticesinde cezalandırılacağının da farkındaydı. Bu sebeple 2 yılı aşkın bir süredir kaçmaktaydı. Geldiğimiz noktada ise kırmızı bülten ile aranan sanığın öldüğü haberini aldık.
Mağdur aileler ve vekilleri olarak tek isteğimiz, bu faciaya sebep olan tüm sanıkların en ağır ceza ile cezalandırılmasıydı. Ancak sanık, kaçtığı için yargılanamamış ve yargılama neticesinde hak etmiş olduğu cezayı alamadan hayatını kaybetmiştir. Zaten ağır kayıp yaşayan mağdur aileler, sanığın yargılanmaktan kaçarak ölmesi ile yine derinden sarsılmıştır. Bu gelişmenin ardından en büyük temennimiz, geriye kalan sanıkların adalet önünde hak ettikleri en ağır cezaları almalarıdır."