Gazeteci Fatih Altaylı, Youtube kanalında yayımladığı bir videoda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tehdit içerdiği iddia edilen sözleri nedeniyle gözaltına alındı ve tutuklandı. Söz konusu ifadelerin tarihsel bir değerlendirme olduğunu savunan Altaylı, cezaevine gönderilirken, kamuoyunun da dikkatini çeken bu gelişme, basın özgürlüğü, ifade hakkı ve siyasi yorumlar ekseninde tartışma başlattı.
Cumhurbaşkanını Tehdit Suçlamasıyla Soruşturma Başlatıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Fatih Altaylı hakkında “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla resen soruşturma başlattı. Soruşturmanın temelinde, Altaylı’nın kendi Youtube kanalında yaptığı bir konuşmanın yer aldığı video yer aldı. Videoda Altaylı’nın, dolaylı biçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tehdit içerikli beyanlarda bulunduğu iddia edildi.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Altaylı, emniyetteki işlemlerinin ardından İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi. Savcılıktaki ifadesi sonrasında, çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanarak Marmara Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
“Tehdit Yok, Tarih Yorumu Var”
Altaylı’nın Silivri’deki cezaevine gönderilmeden önce verdiği ifade kamuoyuna yansıdı. Tecrübeli gazeteci, söz konusu videoda Türkiye’de halkın yöneticilere karşı tarih boyunca eleştirel bir duruş sergilediğini anlattığını ve konuşmasının tamamen tarihsel bağlamda yapıldığını vurguladı.
İfadesinde Altaylı şu sözlere yer verdi:
“Videoda padişahların dahi halk tarafından eleştirildiğini tarih meraklısı bir entelektüel olarak ifade ettim. Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu gibi tarihçiler de benzer görüşleri defalarca dile getirmiştir. Konuşmamda Cumhurbaşkanına yönelik bir tehdit ya da tehdit iması yoktur.”
Altaylı, açıklamalarının kasıtlı olarak çarpıtıldığını ve yaklaşık 3 dakikalık orijinal videonun anlam bütünlüğünü bozacak şekilde kurgulandığını iddia etti. Ona göre 30 saniyelik kısa bir kesit, tehdit algısı yaratmak amacıyla bağlamından koparılarak kamuoyuna sunuldu.
“Cumhurbaşkanı’nı Tanıyorum, Eleştiri Hakkımı Kullandım”
Altaylı savunmasının devamında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı şahsen tanıdığını ve sözlerinin sadece eleştiri içerdiğini ifade etti.
“Tehdit, benim karakterimle bağdaşmaz. Suçun oluşabilmesi için fiili bir hareket gerekir, yalnızca sözlerden dolayı suçlama yapılması doğru değildir. Söz konusu beyanlarımda suçun maddi unsurları oluşmamıştır.”
