Son yıllarda İstanbul genelinde hızla yayılan istilacı kahverengi kokarca böceği, hem tarımsal üretimi hem de kent yaşamını tehdit etmeye başladı. 2017 yılında Gürcistan üzerinden Türkiye’ye giriş yapan bu zararlı tür, 2020’den itibaren İstanbul’da etkili olmaya başladı. İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, bu tehdide karşı ciddi adımlar atarak 3 yıllık kapsamlı bir eylem planı başlattı.
Tarım ve Orman İl Müdürü Suat Parıldar, İstanbul genelinde yürütülen mücadele çalışmaları hakkında detaylı bilgiler vererek vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu.
Samuray Arısı Doğaya Salındı: Doğal Denge İçin Biyolojik Savaş
Kahverengi kokarcanın istilasına karşı geliştirilen biyolojik mücadele yöntemlerinden biri de Samuray Arısı salımı oldu. 2024 yılında İstanbul’da 5 bin, 2025 yılında ise 10 bin adet Samuray Arısı doğaya salındı. Bu arılar, kokarcanın yumurtalarına kendi yumurtasını bırakarak zararlı böceğin doğmasını engelliyor. Böylece hem zararlı popülasyonu azalıyor, hem de doğadaki denge korunmuş oluyor.
Bu yöntem, doğrudan kimyasal kullanmadan doğal bir çözüm sunarak çevre dostu bir mücadele stratejisi olarak dikkat çekiyor.
Kokarca Sadece Tarlalarda Değil, Evlerimizde de Tehdit Oluşturuyor
Kahverengi kokarca yalnızca tarımsal üretim alanlarında değil, kent yaşamında da ciddi bir tehdit unsuru. Kış döneminde evlerin perde arkaları, çatı araları, kullanılmayan eşya altları gibi alanlara gizlenen bu böcekler, yaz döneminde hızla yayılıyor. Parıldar, vatandaşların bu böcekleri basit yöntemlerle toplayarak imha etmelerinin büyük katkı sağlayacağını belirtti.
Bu zararlının en tehlikeli özelliklerinden biri ise 300’e yakın tarımsal ürüne zarar verebilmesi. Aynı zamanda sokucu-emici yapısı ile bitkilere ciddi zararlar veriyor.
Dört Aşamalı Mücadele: Mekanikten Kimyasala
İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, kahverengi kokarcayla mücadelede dört farklı yöntemi eş zamanlı olarak uyguluyor:
Mekanik ve Fiziksel Yöntemler: Kışlak alanlarında böceklerin manuel toplanması ve imhası.
Biyoteknik Mücadele: Feromon tuzakları ile zararlının cezbedilerek etkisiz hale getirilmesi.
Biyolojik Mücadele: Samuray Arısı gibi doğal düşmanlarla zararlı popülasyonunun kontrol altına alınması.
Kimyasal Mücadele: Son çare olarak, zararlının yoğun olduğu bölgelerde biyosidal ilaçlar kullanılması.
Bu çok katmanlı mücadele sayesinde, 2026 yılı baharında İstanbul’un bu istilacı türden tamamen arındırılması hedefleniyor.
Ortak Hareket Çağrısı: Vatandaş Desteği Kritik
İl Müdürü Suat Parıldar, mücadelede sadece kamu kurumlarının değil, vatandaşların da aktif rol alması gerektiğini vurguladı. “Bu kış dönemi çok kritik. Vatandaşlarımızdan ricamız, bu böceği gördüklerinde imha etmeleri ve yetkililere bilgi vermeleri. Unutmayalım ki her birey, bu mücadelede bir cephedir. 200-250 zararlının önüne sadece bir kutu yardımıyla geçebiliriz” ifadelerini kullandı.
Ayrıca sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve üniversitelerle birlikte bilgilendirme toplantıları düzenlenerek toplumsal bilinç oluşturuluyor. 13 farklı ilde yapılan değerlendirme toplantılarının ardından, İstanbul’da hazırlanan 3 yıllık eylem planı kapsamında her kuruma özel görev dağılımları yapıldı.