HALK ile ilgili iş yapanların kesinlikle muhataplarının ne düşündüğünü bilmesi gerekir. Bu ilişkiyi anketle sağlıyoruz. Kamuoyu araştırması bir başka deyişle... Daha geniş kapsamlısı ise referandumdur. Çıkabilecek sonuç başarı oranını belli eder. İnansanız da inanmasanız da kamuoyu araştırması yaptırmadan adım atamazsınız. Anketsiz kalamazsınız yani... Anket sonuçları, yaptırımımıza ters düşebilir veya destekleyici cevap verebilir. Amaç zaten buna yöneliktir. Önemli olan anket sonuçlarını biçimlendirmektir. Günümüzde bilimsel verilere de kaynaktır anketler... İstatistik de böyledir. Bazen anket ve istatistikler doğru sonuç vermez. İklimi, coğrafyası, psikolojisi, zamanlaması vardır kamuoyu araştırmalarının. Seçimler nedeniyle gerek adaylar gerekse siyasi partiler arasında anket yaptırmayan yok. Anketler önünüze geldiğinde ilgilenirseniz. Etkilenirsiniz de...

Bütçe şart değil

Bütçe ayırmak ve anketör görevlendirmek de şart değil. Medyanın yaptırdığı anketler var. Anket şirketlerinin çalışmaları var. Bir şekilde sonuçlar size gelir. Bakar ve okursunuz. Etkilenmez misiniz? Sonuçlar karşısında önlem alınmaz mı? O sonuçları baz alıp ya umudunuzu yitirir, daha fazla enerji tüketmeyip başka alternatiflere yönelirsiniz ya da daha çok asılırsınız. Anket şirketlerinin niyetleri de önemli. İstediğiniz ve beklentiniz doğrultusunda sonuç arzularsanız o sonucu elde ederseniz ki, bu soyut olur. Propaganda veya reklam amaçlıdır. Gerçeği yansıtmaz. Anketörler size şirin görünmek adına çalışma yapar ve beğeneceğiniz sonuçları da sunabilir. Bu da kandırmacadır. Dar bütçe ile dar ölçekli çalışmalar yapılır ki, bu da sağlıklı sonuç vermez. Anket çalışmaları için seçilen bölge de önemlidir. Birçok seçim sonuçlarında birçok anketin birbiriyle benzersizliğini gördük. Sonuçlar tutmaz. Tarafgirlik, yaranma, tahmin ile sonuca ulaşma, başarısız çalışmalar neden olur yanılgılara... Bunlar da anketlere karşı inandırıcılığı zedeler. Şimdi siyasi partiler de bu işi biliyor. Güvenleri zedelendi. Anketörlerle işbirliği yapmasalar bile kendi iç bünyelerinde bu tip çalışmalar yapmıyorlar değil. Profesyonel olmasa bile aslında küçük gruplar, taraftarlar ve hatta aile bazında bile anket yapıyoruz. Duyarlıyız çıkacak sonuçlara. Tahmin duygularımız yüksek. Sohbetlerimizde bile kimin kazanacağı konusunda iddiacı oluruz. Aradaki puan farkını bile rakamlara dökeriz.

Seçim bir karnedir

10-15 farklı grup ile yapılan sohbet sonucu tutulan nabızlar da anket sonucudur kimine göre... Ama bu tip duygusal konuşmalardan da somut sonuç alınmaz. Kızgın ve moralsiz seçmen bu tip anketlerde tercihini söylese bile sandık başına geçtiğinde heyecanlanır. Eli titrer. Öfkesi, kırgınlığı, hatta ettiği yemin bile geçerliliğini yitirir. Yılların alışkanlığı, tarafgirliği ön plana çıkarak oyunu değiştirmez. Anketlere ters düşen bir yansımadır bu da... Aslında şehir veya ülke bazında sosyoekonomik yapı anketleri şekillendirir. Asayiş ve ticaret ile siyasilerin başarı göstergeleri, seçim öncesi bireylerin kendi kendilerine tahmin yapabilmeleri için yeterli nedenlerdir. Oy beklentisi içindeki siyasiler de olumlu veya olumsuz sonuçlara neden olabilecek eksikleri ile farklılıklarını bilirler. Umut ile umutsuzluk beklentisi kendi başarı grafiklerinden belli olacaktır zaten. Onun içindir ki topu taca veya auta atarak kuralsız mücadele tercih edilir. Diyalog değil, monolog haline geçilir. Seçim amacının dışına çıkılır. Diğer renklerin katkısı ile göz boyama uğraşı ön plana çıkar. Nihayetinde bir yerel yönetim seçimi değildir bu. Sonuçlar siyasi gündemi de belirleyecektir. Partilerin maddi-manevi güçlenmesini sağlar. Büyük ve bütçeli kentler ile taraftarlarının beklediği istihdam konusunda avantaj getirir. Hiçbir dönemde yerel seçimler amacına yönelik seçim beklentisi yaratmamıştır. Partilerin genel kurul veya kurultaylarının bile erkene alınmasını gerektirebilir. Seçim bir karnedir. Seçim öncesi yapılan anketler ise karnelerin ön habercisidir. Sonuçları tahmin etseniz bile anketler en azından alınması gereken önlemleri uyarır. Katkısı vardır ve dikkate alınır anketler.