Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Necmettin Erbakan’ı 2006 yılında hapsettirmek istediğini iddia etti. Erbakan’ın damadı ve Yeniden Refah Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Altınöz olayı doğrulayarak, “Evet, doğru. Temel Bey’in anlatmış olduğu olay 2006 yılında gerçekleşti. Erbakan hocamızın konutunda İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirdiği koruma polisleri varken başka bir polis ekibi gelerek Erbakan hocamızı götürmeye çalıştı” dedi.
Bülent Arınç, “Rahmetli Erbakan Hocamız için söz konusu olan cezaevine girme ihtimalini ortadan kaldırmak adına elimizden geleni ivedilikle yaptık. O dönemki grup başkanvekilimiz Sadullah Ergün’ü arayarak hocamız için olumsuz bir durumun ortaya çıkmaması adına gerekli kanuni düzenlemenin yapılması için çalışma yapılması yönünde talimatı o dönemki Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile istişare ederek ben verdim…” ifadelerini kullandı.
‘ONAYLAMAK ZORUNDA KALDI’
X’teki kişisel hesabından yaptığı açıklamada, Karamollaoğlu ve Altınöz’ün iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunan Bülent Arınç, Erbakan için çıkarılan ‘özel kanun’u anlattı.
Arınç’ın açıklaması şu şekilde:
“Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Karamollaoğlu’nun geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında ortaya attığı ve ardından da Mehmet Altınöz tarafından onaylanan iddialar üzerine birkaç söz söylemek gereği hâsıl oldu. Ortaya atılan iddialar gerçeği yansıtmıyor! Sürecin nasıl geliştiği aşağıda paylaştığım linkteki haberde detaylı bir şekilde görülebilir. O dönem rahmetli Erbakan Hocamız için söz konusu olan cezaevine girme ihtimalini ortadan kaldırmak adına elimizden geleni ivedilikle yaptık. Başkanı olarak o dönemki grup başkanvekilimiz Sadullah Ergün’ü arayarak hocamız için olumsuz bir durumun ortaya çıkmaması adına gerekli kanuni düzenlemenin yapılması için çalışma yapılması yönünde talimatı o dönemki Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile istişare ederek ben verdim.
İlgili kanun teklifi mecliste kabul edilmesinin ardından dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edildi; biz ise aynı gün herhangi bir değişiklik yapmadan kanunu tekrar kabul ederek Sezer’e havale ettik ve o da anayasamız gereği onaylamak zorunda kaldı. Ardından da CHP harekete geçerek ilgili kanunu anayasa mahkemesine taşıdı.
‘EN YAKIN ŞAHİTLER’ DEDİ, İSİM VERDİ
Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin itirazını reddetmesi akabinde de kanun yürürlüğe girdi ve rahmetli hocamızın söz konusu cezayı evinde geçirmesi sağlanmış oldu. Bu dönem yaşananların en yakın şahitleri arasında Sayın Recai Kutan, Yasin Hatipoğlu, Mustafa Kamalak ve Şeref Malkoç da vardır. Bana gelip bu talebi ileten de kendileridir.
Yakinen şahit olduğum birçok konu vardır ki o dönem Erbakan Hocamız tarafından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve bizlere iletilen muhtelif talepler de tereddütsüz yerine getirilmiştir. Hocamız, bu konudan dolayı özel olarak bana ve genel olarak da bu konuda hizmeti geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ve takdirlerini iletmiştir.
Sayın Karamollaoğlu ve Altınözün ortaya attıkları konu, bugüne kadar hiçbir yerde gündeme getirilmemiştir. 31 Mart Yerel Seçimleri’nin yaklaştığı şu günlerde üzerinden yıllar geçmiş bir konuyu gerçeklerden uzak bir şekilde yeniden kamuoyunun önüne sunmanın siyasi etik ile bağdaşmadığı görüşündeyim.”