Rusya devlet kurumu Rosatom tarafından inşa edilen Mersin'deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin inşasının temel atma töreni Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferansla katılımı ile gerçekleşti.

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu’nun (Rosatom) basın servisi Sputnik’in Akkuyu NGS’nin Türkiye için önemini, depremlere karşı sağlamlığını, projenin güvenliğini ve potansiyel işbirlikleri konusunda sorduğu soruları yanıtladı.

‘AKKUYU NGS, TÜRKİYE’NİN ELEKTRİK İHTİYACININ YÜZDE 10’UNU KARŞILAYACAK’

‘Nükleer santral projesinin Türkiye için önemini nasıl değerlendiriyorsunuz’ sorusu üzerine “Nükleer santralin, faaliyete geçtikten sonra yılda yaklaşık 35 milyar kilowatt saat (kWh) üretmesi planlanıyor. Bu hacim, İstanbul gibi büyük bir şehrin elektrik ihtiyacının yüzde 90’ını karşılamak için yeterli. Akkuyu NGS, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak.

‘TÜRKİYE’NİN NÜKLEER SANAYİSİNİN TEMELİNİ OLUŞTURUYORUZ’

Ayrıca Akkuyu NGS projesini hayata geçirerek sadece Türkiye’nin ilk nükleer santralini inşa etmiyor aynı zamanda yeni bir ileri teknoloji endüstrisinin temelini atıyor, Türk nükleer sanayisinin temelini oluşturuyoruz.

‘NÜKLEER SANTRAL PROJESİNE YATIRILAN HER DOLAR, ÜLKE EKONOMİSİNE ORTALAMA 4.3 DOLAR GETİRİYOR’

Proje, başta Mersin ili olmak üzere Türkiye’nin sosyal ve ekonomik kalkınmasına güçlü bir ivme kazandıracak. Bu, binlerce kişinin istihdamı, her seviyeden vergiler ve altyapının geliştirilmesi, yerel tedarikçilerin işin içine çekilmesi ve yerel üreticiler için pazarın genişletilmesi, ödeme yeteneğine sahip talebin artması ve başta teknik olmak üzere eğitim seviyesinin artması demek.

Aynı zamanda birçok yönden çarpımsal etkiden bahsedebiliriz. Hesaplamalarımıza göre, NGS’de 1 kişinin istihdam edilmesi genel olarak altyapıda ortalama 10 kişinin istihdamı demek. Bunlar inşaatçılar, işletme personeli, bilim insanları, servis personeli ve diğer çalışanlar demek. Nükleer santral projesine yatırılan her dolar, ülke ekonomisine ortalama 4.3 dolar getiriyor.

‘AKKUYU NGS, TÜRKİYE’NİN TÜM AKDENİZ BÖLGESİNİN EN BÜYÜK ENERJİ ÜRETİM KAYNAĞI OLACAK’

Akkuyu NGS projesinde böyle bir etki artık bugün görülmekte. Nükleer santral yapımının olduğu bölgede yol altyapısı gelişiyor, tüneller inşa ediliyor ve yollar genişletiliyor, oteller ve mağazalar, restoranlar ve kafeler açılıyor. Emlak piyasası için de büyüme potansiyeli var, üstelik sadece otelcilik ve ticari işletmeleri için değil, aynı zamanda konut inşaatı için.

Akkuyu NGS, Türkiye’nin tüm Akdeniz bölgesinin en büyük enerji üretim kaynağı olacak. Bu, nükleer santralin kesintisiz olarak ve her hava koşulunda büyük miktarda elektrik üreteceği anlamına geliyor ve böylelikle elektrik talebinin temel yükünü taşıyarak Türkiye’nin ekonomik olarak kalkınmaya devam etmesi için güvenilir temel sağlayacak” cevabı verildi.

‘DEPREM BÖLGELERİ SINIFLANDIRMASINA GÖRE EN GÜVENLİ BÖLGEDE’

Sismik bir bölgede yer alan Akkuyu NGS’nin depremlere karşı dayanıklılığının sorulması üzerine kurum tarafından şu cevap verildi:

“Her bir nükleer santral projesi, yapım aşamasına girmeden önce, bulunduğu bölgenin özelliklerine en iyi şekilde uyması amacıyla mutlaka yerel iklim, coğrafi, sismolojik ve diğer faktörler dikkate alınarak geliştirilir. Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ‘Türkiye Deprem Haritası’na göre, Akkuyu NGS sahası beşinci derece deprem bölgesinde, yani deprem bölgeleri sınıflandırmasına göre en güvenli bölgede yer almakta. Gözlemler tarihi boyunca, sahanın etrafındaki 50 kilometrelik bir bölgede büyük ve yıkıcı depremler yaşanmadı. Buna rağmen Akkuyu NGS’nin güvenlik sistemleri, 9 şiddetindeki depreme göre tasarlandı.

‘12 SİSMİK İSTASYON BULUNUYOR’

Akkuyu sahası için hazırlanan 200’den fazla rapordan 20’den fazlası, bölgenin sismik aktivitesiyle ilgili çalışmaları içeriyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Misyonu, bu raporları inceledikten sonra, potansiyel nükleer santral sahası için kabul edilen parametreleri doğruladı. Nükleer santral yapımı boyunca düzenli olarak sismik faaliyetinin takibi yapılıyor. Sahanın içinde 2, santralden 40 kilometre mesafedeki bölgede de 12 sismik istasyon bulunuyor. Sahadaki sismik aktivitenin analizi, bölgenin parametrelerini netleştirmek ve doğrulamak için yapılıyor. Sahadaki tüm bina ve yapılar, kategorilerine bağlı olarak, belirli yüklere dayanacak şekilde tasarlandı. Gözlem sırasında, parametrelerin projelerde belirlenenlere göre değiştiği ortaya çıkarsa yeniden hesaplama yapılacak ve gerekirse bazı yapıları güçlendirmek için önlemler alınacak.”

‘ULUSLARARASI KURULUŞLARIN KONTROLÜ ALTINDA VE İLGİLİ SÖZLEŞMELERLE DÜZENLENİYOR’

Projenin güvenliğinin uluslararası düzeyde nasıl değerlendirildiği sorusu “Santralin güvenli bir şekilde faaliyet göstermesinin sorumluluğu, santralin sahibi ve gelecekteki operatörü olan Akkuyu Nükleer AŞ şirketimize ait. Türkiye aynı zamanda uluslararası nükleer hukukun bir tarafı, Birleşmiş Milletler, UAEK ve Nükleer Tedarikçiler Grubu ve Nükleer İhracatçılar Komitesi üyesi. Bu nedenle, Türkiye’deki nükleer enerji kullanımına ilişkin tüm konular uluslararası kuruluşların kontrolü altında ve ilgili sözleşmelerle düzenleniyor. İnşaat sahasındaki çalışmalar tamamen Türkiye, Rusya ve uluslararası kalite ve güvenlik şartlarına uygun olarak ve Akkuyu Nükleer AŞ, Türkiye Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK), Nükleer Teknik Destek Kurumu (NÜTED), Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) ve Fransa’nın Assystem ve Türkiye’nin Türk Loydu ile Ersis gibi bağımsız inşaat kontrol kuruluşlarının sürekli kontrolü altında yürütülüyor” şeklinde cevaplandı.

‘YENİ PROJELERE KATILMA FIRSATLARINA AÇIĞIZ’

 ‘Türkiye’de, nükleer sektörde başka ileri teknoloji projeleri mümkün mü’ sorusunu da cevaplayan kurum şu yanıtı verdi:

“Rosatom, tüm ileri teknolojilere sahip ve her zorluktaki projeyi üstlenmek için yeterli işgücü, üretim ve finansal kaynaklara sahip tam hizmet şirketi. Yeni projelere katılma fırsatlarına açığız. Türkiye’de, sadece uluslararası tecrübemizi değil, aynı zamanda malzemelerin yerleştirilmesi, Türk inşaat ve yatırım şirketleriyle ortaklığın geliştirilmesi ve Türkiye’nin düzenleyici kurumlarıyla etkileşim kanalları gibi Akkuyu NGS projesinin kazanımlarından da yararlanabiliriz.”

Editör: Haber Merkezi