Alınan karar, İran'ın askeri teknolojilerini Latin Amerika'ya transfer etme sürecini engellemeyi amaçlayan stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, İran menşeli İHA'ların Venezuela ordusu envanterine girmesinin ve burada montaj hatlarının kurulmasının bölgesel istikrarı tehdit ettiğini vurguluyor. Yaptırımlar, söz konusu İHA parçalarının taşınmasında rol alan lojistik firmalarını, ödemelere aracılık eden finansal kuruluşları ve süreci yöneten üst düzey bürokratları kapsıyor.
Yaptırım Kararının Gerekçesi ve Kapsamı
OFAC tarafından yayımlanan metne göre, yaptırımların temel gerekçesi İran'ın Birleşmiş Milletler kararlarını ihlal ederek geliştirdiği askeri teknolojiyi ihraç etmesi oluşturuyor. Özellikle "Mohajer" ve "Shahed" serisi İHA'ların teknoloji transferi ve Venezuela'da ortak üretim tesisi kurma girişimleri, ABD istihbaratı tarafından yakından takip ediliyordu. Yeni yaptırım paketi, bu üretim zincirine parça tedarik eden üçüncü taraf şirketleri de hedef alarak tedarik zincirini kırmayı hedefliyor. ABD'deki varlıkları dondurulan bu şirketlerle iş yapan uluslararası aktörler de ikincil yaptırım riskiyle karşı karşıya kalıyor.
İran ve Venezuela Arasındaki Stratejik Ortaklık
Tahran ve Karakas yönetimleri, uzun süredir ABD'nin uyguladığı izolasyon politikalarına karşı "direniş ekseni" adını verdikleri bir stratejik ortaklık yürütüyor. Enerji ve petrokimya alanında başlayan bu iş birliği, son yıllarda savunma sanayii alanına kaydı. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun Tahran ziyaretlerinde imzalanan 20 yıllık iş birliği anlaşması, bu askeri yakınlaşmanın hukuki zeminini oluşturuyor. Uzmanlar, Venezuela'nın İran için hem ekonomik bir çıkış kapısı hem de ABD'nin arka bahçesinde stratejik bir mevzi olduğunu belirtiyor.
Uluslararası Tepkiler ve Olası Sonuçlar
Kararın açıklanmasının ardından Tahran ve Karakas yönetimlerinden sert tepkiler geldi. İran Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin bu adımını "yasa dışı ve tek taraflı" olarak nitelendirirken, Venezuela yönetimi kararı egemenlik haklarına saldırı olarak tanımladı. Diplomatik kaynaklar, bu yaptırımların iki ülke arasındaki ticareti tamamen durdurmaktan ziyade, maliyetleri artıracağını ve lojistik süreçleri zorlaştıracağını öngörüyor. Ayrıca bu hamle, ABD'nin 2026 yılına girerken dış politikada "baskı ve çevreleme" stratejisini sürdüreceğinin bir işareti olarak yorumlanıyor.
